HAK-PAR Birinci Olağanüstü Kongresi, Genel Başkan Fehmi Demir’in ölümü nedeniyle, 24
Nisan 2016 tarihinde, Ankara’da yapıldı. Doğal olarak bu kongre ile ilgili yazılı ve sözlü
değerlendirmeler yapılmaya devam edilecek.
Kongre, HAK-PAR açısından önemli koşullarda yapılıyordu. HAK-PAR Kongresi, değişik
düşüncelerden kurucu ve üyelerinin hepsine yakınını kaybetmenin yanında, HAK-PAR PSK
diye bölünmenin olduğu koşullarda gerçekleşti. Bu bağlamda da, HAK-PAR Kongresi,
olağanüstü bir kongreydi.
Öncelikle belirteyim, kongrede zayıf bir organizasyon vardı. Umut ederim ki bu zayıf
organizasyon, olağan kongrede hızla ortadan kaldırılır.
Bana, “kongrede heyecan daha fazlamıydı* diye soruluyor. “Kongrede, endişe ile karışık bir
heyecan dışa vuruyordu. Elbette bir kongrede ve toplantıda, dışa vuran heyecan önemlidir.
Ama asıl önemli olan konu ve heyecan, kongre delegelerinin, tartışılan temel konulardaki
heyecan ve birikimli davranışları; HAK-PAR ve Kürt milli hareketiyle ilgili alacakları kararlar;
bu kararların hayata geçirilmesi için tayin edecekleri yol ve yöntem konusundaki
duyarlılıklarıdır.”
Delegelerin bu konulardaki heyecanlarıyla ilgili elimde fazla bilgi yok. Ama bu konuda bilgi
almaya ve sorunu takip etmeye çalışacağım.
Elbette en önemlisi de bu konuda, yayınlanacak kongre belgelerini beklemek ve onları
incelemektir.
*****
HAK-PAR Olağanüstü Kongresine, gençlerden, orta yaşlılardan, yaşlılardan oluşan bir
katılım vardı.
Olağanüstü Kongrede, geçmişten farklı olarak katılımın hem delege ve hem de
taraftar/yandaş düzeyinde daha fazla kadının olduğunu söyleyebilirim. Kongrenin açılışı da
bir kadın tarafından gerçekleşti. Divanda da iki kadın kâtip vardı. Meclise de birkaç kadın üye
seçilmiş durumda. Bu durum, teknik anlamda olumludur. Ama bir içeriğe kavuşturulması
daha da önemli olacaktır.
Aldığım bilgilere göre, Avrupa’dan delege ve misafir taraftar olarak katılanların sayısının
yüksek olduğu söylenebilir. Bunların sayısı, yüz yirmi (120). Bunlardan 6 delege ya da parti
taraftarının meclise girmesi de, önemli olsa gerek. Bu da geçmişten farklı bir durumu
anlatıyor. Bu gelişmeyi korumak, ileri götürmek, daha içerikli kılmak daha da önemlidir, diye
düşünüyorum.
Yine aldığım bilgilere göre, Meclise girmek için talebin yüksek olduğudur. Bu talep artışı göz
önüne alınarak, Meclis üyelerinin sayısında artış yapılmış. Bazı taleplerin de karşılanmaması
yoluna gidilmiş. Umut ederim ki bu kırgınlıklara yol açmaz.
HAK-PAR Kongresinin, hem tüm Kürdistan’da ve bölgede, hem de kendisi için var olan
olağanüstü koşullarda yapılmış olması karşısında, meclis için taleplerin fazla olması da
önemli olarak değerlendirilmelidir.
Tabi her ne kadar çekilmiş olsalar da ve tek bir adayla kongreye gidilse de, genel başkanlık
için üç talebin olması da önemli olsa gerek.
*****
Kongre’de ilk konuşmacı, doğal olarak Genel Başkan Yardımcısı Necati Bayram oldu. Ben
konuşmayı vizyonlu, ezber bozucu, HAK-PAR ve genel olarak Kürt milli hareketi için radikal
önermelerde bulunan, bir konuşma olarak görmedim.
*****
HAK-PAR için, Kemal Burkay’ın kişiliği ve şahsiyeti, siyasetçi, fikir adamı olarak önemlidir.
HAK-PAR Olağanüstü Kongresinde, hem HAK-PAR için ve hem de Kürt milli hareketi için
geliştirici, değiştirici, görüş önermelerini sunması çok önemli olacaktı. Buna rağmen konuşma
yapmadı. Konuşmamasını, parti üzerinde vesayetinin olmadığını gösterme jesti olarak
değerlendiren dostlar vardı.
Ben bu görüşe katılmıyorum.
Kemal Burkay’ın PSK Genel Sekterliğinden istifasını da olumlu karşılaşmamıştım. Burkay’ın
PSK sorunun çözmesi gerekirdi. Çözmediği için, bu gün PSK kendileri için bir sorun oldu.
*****
Kürdistan’ın Güneyinden, kongrede yüksek düzeyde önemli bir katılım vardı. Kürdistan
Başkanı adına Mesut Barzani adına Ehmed Kani, Hükümet ve Başbakan Neçirvan Barzani
adına Kültür Bakanı Yardımcısı Salar Osman, Irak KDP adına Omer Mirani kongreye
katıldılar.
Bu katılımcıların konuşmaları, umut ve heyecan verici konuşmalardı. Büyük alkışlar aldılar.
Kürdistan Meclis Başkan Yardımcısı Cafer Emilki de yazılı bir mesaj göndermişti.
Kürdistan Güney Batısından: ENKS adına Eli Rami, Suriye Kürtleri İlerici Partisi adına Ahmet
Kasım, kongreye katıldılar. Bu katılımcılar, konuşmalarında Kürdistan’ın geneli ve bölge için
bir çerçeve anlayışla birlikte, Suriye ve Kürdistan’ın Güney Batısı hakkında önemli tespitler
yaptılar ve görüşler sundular. PKK/PYD Diktatörlüğünün Kürdistan’da yaptıklarıyla ilgili
açıklamaları oldukça iç acıtıcı, dramatik, tehlikeler içeren nitelikteydi.
Kürdistan’ın Doğusundan, İran KDP’nin, Komaleya Şereşgerên Zethmetkêşên Kürdistan’ın
önemli tespitler içeren mesajları vardı.
Kürdistan’ın Kuzeyinden, PDK-Bakur’un, PAK’ın, KADEP’in, T-KDP’nin, PSK’nin, DDKD’nin,
Dicle Fırat Diyalog Grubunun, Kürt Kültür Vakfının temsilcileri de kongreye katılmışlardı.
Dicle Fırat Diyalog Grubu ve DDKD’nin temsilcileri dışındakiler konuşma yapmadılar. KDP-
Bakur Başkan Yardımcısı Gazi Daş’ın yazılı mesajı okundu. T-KDP Genel Başkanı
kendilerinin yanlış anons edilmesini gerekçe göstererek kongreyi terk etti.
Kongreye birçok, bağımsız Kürt siyasetçisi, aydını, yazar ve sanatkârı da katılmışlardı. Şakir
Epözdemir, M. Celal Baykara, Kasım Kılıçkap, Hamit Kılıç aslan, Mehmed Cano, Fatê, Reşit
Deli, Orhan Çelik, M. Şah Özgül sayabileceğim bağımsız katılımcı misafirlerdi.
AK Parti Milletvekili Orhan Miroğlu da kongreye katıldı. Kongrede konuşma yapmadı.
Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da yazılı mesajlar göndermişlerdi.
Birçok şahsiyet, sivil toplum kuruluşları da mesajlar göndermişlerdi.
Kürt partisi olmayan HDP’nin iki temsilcisinin (Selma Irmak ve bir arkadaşının) kongreye
katıldığı anons edildi.
Ben de kongreye katıldım. Kongrede bir konuşma yaptım. Konuşmam, kongreden önce
HAK-PAR için yazdığım makalemin bir özeti ve bazı yeni eklemlerimi içerdi.
Kongrede:
1- HAK-PAR’ın, mevcut konumunu ve geçmiş konumunu ele alarak çözümler
üretmesini,
2- Bir devlet projesi olan PKK tarafından tasfiye edilen Kürt Milli Hareketin yeniden
inşası için nelerin yapılması gerektiğinin tespitini,
3- PKK’nın Kürdistan’ın Güneyinden devlet oluşumunu engelleyici tutum ve
politikalarına karşı detaylı projenin ve yapılacakların belirlenmesini,
4- PKK/PYD’nin, Kürdistan’ın Güney-Batısındaki Despotik Faşist Diktatörlüğüne karşı,
kapsamlı bir mücadele programının belirlenmesini ve ele alınmasını önerdim.
*****
Uzun yıllardır Kürt milli hareketi içinde yer alan, 1990’larda mili bir ittifak sonucu Diyarbakır
Belediye Başkanlığı seçimlerinde başarılı bir sonuç alan Refik KARAKOÇ, HAK-PAR Genel
Başkanı seçildi.
Kendisini ziyaret ederek, kutladım ve başarılar diledim.
Kendisine destek ve yardımcı olacağımı ifade ettim.
Bazı önermelerde bulundum.
Amed, 27 Nisan 2016
ibrahimguclu21@gmail.com