Birleşmiş Milletler gözetiminde, bu hafta sonu bütün Suriye’de hak idia eden kesimlerin temsilcileri, bir araya geldi ve görüşlerini, BM yetkilileri ile paylaşıyorlar. Suriye iç savaşı için, bu toplantı bir sonuç değil ama bir başlangıçtır. Ne yazık ki daha dün bütün dünyanın gözleri önünde Kobani de tarih yazan Kürd Milleti bu toplantıda yoktu. Bu biraz acıtıcı oldu.
Türkiye Dışişleri Bakanı; „ Eğer Cenevre toplantısına, PYD davet edilirse, biz toplantıyı boykut eder katılmayız“ dedi. Zaten bu toplantıya hiç bir devlet katılmıyorki Türkiye boykot etsin. Bakanın bu açıklamasına kargalar bile güldüler. Çünkü; bu beyler terör örgütü olmakla suçladıkları, PYD lideri Salih Müslüm’ü 2011 kasım ayı başında ve daha sonra defalarca Türkiye’ye davet ettiler ve günlerce Ankara’da ağırlandı. Bu tür olaylar Türk yöneticiler için olağandır. Daha önce de Kandilde yapılan PKK kongresine, Muzaffer Ayata’yı askeri Helikopterle göndermediler mi?
Muzaffer Helikopterle gitti toplantının yapıldığı alana kondu ve Apo’nun „savaşı başlatın kararını alın“ mesajını okudu ve tekrar, helikopterine bindi geldi. Bunu oradaki insanlar anlatıyor ve bu olaydan sonra, Osman Öcalan ve Kani Yılmaz başta olmak üzere, bir çok PKK’li ayrıldı. O sıralarda PKK süresiz ateşkes ilan etmişti.
Kürd Milleti Cenevre’de kaybetmedi, kaybeden PYD’nin temsilcisi Salih Müslüm oldu. Eger Salih bey geriye dönüp arkasına bakarsa, nerede kayıp ettiğini görecektir. Eger Salih bey görmek istemezse, Kürd Milleti buna göstermelidir. Kobani’de her şeyini ortaya koyup destan yazan Kürd Milleti de bunun farkındadır sanıyorum.
Salih beyin davetiye alamamasındaki iki temel sebepten biri. 2011’ in yazı, Suriye kaynıyor Kürdler hedefte. 26 Ekim 2011 Hawler’de Suriyeli bütün Kürd partileri bir araya geldi. Suriye Kürdistanı Ulusal Konseyi (SKUK) adıyla bir birlik oluşturdular. Önce buna katılmak istemeyen PYD daha sonra, Duhok’ta yapılan bir toplantıya katıldı. Bu sefer de (SKUK) iptal edildi ve yerine Yüksek Kürd Konseyi (YKK) oluştu. PYD lideri Salih Müslüm Suriye’ye döner dönmez hemen Ankara’ya davet edildi. Üç gün süren ağır, ağırlamadan sonra, Salih Suriye’ye dödü. „Biz PYD olarak (YKK) dan çekildik ve bundan sonra, Suriye Kürdlerini sadece PYD temsil ediyor“ dedi. „Bizden başka hiç bir örgütün, burada mücadele etmesine de izin vermeyiz“ dedi. Bu açıklamalar da gösteriyorki, Salih bey Ankara’dan çok güzel tavsiyelerle dönmüş. Ayrıca bu süreçde PKK’ nin de hızla devreye girdiğini de unutmayalım.
İkincisi; Salih bey bu güne kadar, Esad güçlerine bir tek kurşun bile sıkmadı. Esad’dan kaçan Kürd savaşçıları, Esad’a karşı savaşmak için Suriye’ye sokmadı. Her açıklamasında Suriye’den asla ayrılmak isemediğini dile getirdi. Ayrıca PYD her fırsatta Apo’nun resimlerini sallarken, bir tek sefer ellerine Kürdistan bayrağını almadılar.
Türkiye ile can ciğer, sarmaş dolaş, PKK ile can ciğer, sarmaş dolaş ve Suriye rejimi ile can ciğer, sarmaş dolaş olan PYD ve onun Lideri Salih bey Cenevre toplantısına biraz zor davet alır. Çünkü bu tolantının asıl amacı, yeni Suriye nasıl olacak ? Halbuki Salih bey eski Suriye’yi korumak ve demokratikleştirmek için savaştığını söylüyordu. Bu iki zıt düşünce Cenevre’de bir arada olamazdı. Her ne hikmetse, son zamanlarda Apocu Kürd savaşçılar da işgalci devletleri demokratikleştirmek için, savaşı hızlandırdılar.
Salih Müslüm kaybını Cenevre’de aramasın, dönsün kayıp ettiği yerde arasın, eger bulmak istiyorsa. T.C. Cumhurbaşkan’ı Erdoğan, dün Esad ailesi ile can, ciğer ve abi kardeştiler. Bu gün de birbirlerinin kanını içmeye hazır düşmanlar. Çünkü çıkar ilişkileri, saha değiştirdi. Acaba Salih bey Esad’dan vazgeçmek için neden bu kadar zorlanıyor. Esad’dan vazgeçemeyen bir insanın, batı ile dost olamayacağını da bilmesi gerekiyor. Bu durum PKK yöneticileri için de geçerlidir.
Umarım PYD Kürd Milletini daha fazla üzmez. Şanlı mücadelesi ile dünyada kazandıkları, haklı itibarını, Kürd Milleti’nin yararına dönüştürür. Yapacakları tek şey, Esad’dan vazgeçip, ellerinde Kürdistan bayrağı, biji Kürdistan sloganı ile yollarına devam etmeleri.
Sevgili Kürdisan gençliği, içinizdeki bastırılmış sesinde bu olduğuna da eminim.
Bunun için, Duhok mutabakatını yeniden canlandırmak gerekiyor. Yüksek Kürdistan Konseyi (YKK) yeniden hayat bulmalıdır. Bunun başına da Salih Müslüm getirilmelidir. Esad muhalifi bütün Kürd örgütleri, Suriye’ye dönmeli ve birlikte mücadele etmelidirler. Bu gün devam etmekte olan batı ittifakı ile ilişkiler geliştirilmelidir. Böylece; Özgür Batı Kürdistan’nın önünde hiç bir engel kalmayacak. Bu bütün Kürdlerin ortak özlemidir.
Bunları gerçekleştirmek için en büyük görev ve sorumluluk Güney Kürdistan’a düşüyor. Güney Kürdistan; hiç bir karşılık beklemeden, maddi ve manevi her türlü katkıda bulunmalıdır. Aynı görev ve sorumluluk PKK için de geçerlidir. Ayrıca Salih Müslüm’ün yaşadığı Cenevre tecrübesi, PKK için de bir ders olmalı. Bu durum Batı Kürdistan’ı rahatlatacak ve bütün Kürd Milletini de mutlu edecektir. Aksi; sadece Kürd Milletinin nefretini alır, başka hiç bir işe yaramaz.
Kürd Milleti bir asırdan beri kesintisiz, özgürlük mücadelesi veriyor. Ancak hiç bir zaman özgürlüğe bu kadar yakın olmadı. İşgalci devletlerin dışında, bütün devletler Kürdlerin yanında. Hatta ilk defa dünyada iki büyük devlet, ABD ve Rusya Kürdistan sorununda bir araya geldi ve aynı şeyleri düşünüyorlar. Hiç bir Kürdün bunu görmemezlikten gelmeye hakkı yoktur. Hiç bir Kürdün, adı Kürdistan olan bu fideyi tepinerek zedelemeye hakkı yoktur. Herkes bu konuda sorumlu ve duyarlı davranmak zorundadır.
Bağımsız Birleşik Kürdistan, Ortadoğu barışının garantisidir. Birinci dünya savaşından beri, içten, içe kaynayan Ortadoğu, son yıllarda fokur, fokur kaynamaya başladı. Bu kaynamanın en önemli unsuru de Kürdistan dır. Bütün dünya bunu görüyor ve bu nedenle de buradalar. Kürd aydınları, kendilerini işgalcilerin etkisinden kurtarıp bu gerçekliği görmüyorlar. Bunlar edindikleri ne dostluğundan ve ne de düşmanlığından vazgeçmek istemiyorlar. Acaba bu Kürdler, T.C.’nin Suriye ilişkilerini görmüyorlar mı?
İkinci Cenevre toplantısında, Salih Müslüm’ü bütün Suriye Kürdleri adına, Cenevre’de izleme umudu ile.
Ocak 20016