İndirilmiş din İslam; insanlığı kula kulluk etmekten kurtarıp, Allah’a kulluk ettirmeye çalışır.
İslam; bireyin kendisini referans alarak, toplumsal denetime doğru giden bir yapılanmadır. Kuran’ı Kerim’de İslam’ın kaide ve prensipleri gayet açık ve nettir, yoruma yer bırakmaz.
İslamcılık; siyasal erki ele geçirip, devlete köle kullar yaratma hırsıdır. Bu hırsla da İslam ile alakası olmayan, İslamımsı Mezhepler ortayaya çıkar. Bu da; ötekini dışlamış, İslam toplumu yerine, İslamcı devleti yaratır.
İslamcılığa karşı çıkan İŞİD’in ortaya çıkması ile, İslamcı devletler İslam’ı tartışmaya başladı. Özellikle Arap milliyetçiliğini yapan, Sudi Vahabi İslamcılığı, Türk milliyetçiliği yapan, Türk Hanefi İslamcığılığı ve Acem milliyetçiliği yapan, İran Şii İslamcığı en çok tartışılan İslamcılıklar. Hepsinin ortak görüşü İŞİD’in İslamla alakası olmadığıdır. İŞİD ortaya çıktığı günden beri, milli ve mezhepçiliği ağzına almadan, İslam toplumu yaratmaya çalıştığını iddia ediyor.
İslamcılıkda en çok tartışılan konular, İslam’da Cihat ve Ganimet konuları. Burada en iyi referans Kuran’ı Kerimdir.
Tevbe suresi ayet 73: „ Ey Peygamber! Küfre sapanlarla, ikiyüzlülerle cihat et. Onlara sert davran, onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü dönüş yeridir o“!
Enfal suresi ayet 69: „Artık elde ettiğiniz ganimetlerden helal ve temiz olarak yiyin; Allah’tan da korkun. Allah çok merhametlidir.“ Bu konuda Kuran’ı Kerim’de bunun gibi daha bir çok ayet var.
Bu konuda büyük İslam alimi, Prof Seyyid Kutub’un Fizilal – Kur’an isimli kitabına bir göz atalım.
„Kula kulluk edilmez, bir tek Allah’a kulluk edilir. İnsanlar bir başka insanı tanrısallaştıramazlar.
„ Allah’tan başkasının hükmü ile hükmeden, siyasi güçler, münafık dinsizdirler.“
„ Dar – ül – İslam“: „İslam öyle bir barış ister ki, orada yalnız herkes Allah’a kulluk eder. İslam davasını yapmak için elbette CİHAD zaruri bir ihtiyaçtır“.
„İslam’da Cihad: tek cümleyle, İslam sistemini getirme, İslam nizamını hayata hakim kılma işidir.“
İslam alimi Prof. Seyyid Kuttub’un bunun gibi bu konularda bir kitap dolusu, ayetlere dayalı açıklamaları var.
T.C. kurulduğu günden beri, Hanefi İslamcılık yapıyor. Bu durum İslamımsıdır ama İslam’ın kendisi değildir. Atatürk Halifeliği kaldırdı, yerine Din İşleri Başkanlığı’nı kurdu. İslam’da öyle bir kurum yoktur, olamaz. Bu kurumun başındaki, devletin din işleri memuru Mehmet Görmez Devlet adına Din’i fetvalar uydurmaya çalışıyor. Mesela; Çin’deki Müslüman Uygur Türkler’i ya da Gazze’deki Müslüman Araplara karşı yapılan en ufak bir saldırıda, hemen fetva veriyor ama günlerden beri, Diyarbakır – Sur’da, Cizire’de, Nüsaybin’de ve daha bir çok yerde saldırıya uğrayan, Müslüman Kürdler için dilini yutmuş oturuyor. 90’lı Yıllarda Türk Ordusu, Kürdistan’da, diyanetin envanterine kayıtlı binlerce Cami’yi yıktı yine sesi çıkmadı. Bu camilerde görev yapan, devletin namaz kıldırma memurlarını da başka camilere atadı. Bu adam devletin din işleri memuru değil de nedir?
İslam’da Din görevlisinin ihtiyaçları cemaati tarafından karşılanır. Türkiye’de Devletin Din işleri memuru ve namaz kıldıran memurları, maaşlarını bütçeden alırlar. Bu bütçenin içerisinde her türlü kazanç var. Banka faizlerinden tutun da alkol satışlarından elde edilen kazançlar da bu bütçenin içerisinde. Devletin din işleri memuru Mehmet Görmez ve devletin namaz kıldıran memurları, bu paralardan maaşlarını alır afiyetle yerler. Müslümanların önemli bir kesimi, Şafii mezhebindendir ama bunlar için ne bir Cami ve ne de namaz kıldıran memuru var. Din işleri memurluğu, sadece Hanefi mezhebine aittir. Devletin din işleri memuru Mehmet Görmez bu çarpıklıkları asla görmez ve devlet adına, İslamcılık yapar. Çünkü devletin memurudur ve maaşını devletten alıyor. Devlet adına fetvalar vermek de onun görevidir.
Türk din alimlerini daha sık okur ve dinler olduk. Her televizyona çıkanın elinde birkaç tane Hadis kitabı var. Her kes elindeki Hadis kitabında seçtiği Hadislerle İslam’ı anlatmaya çalışıyor. Hadisler sahibi bile kesin belli olmayan, rivayetlerdir. İnmiş Kuran-ı Kerim ve Ayetler doğru olanıdır. Hadisler, hadiseye sebep oluyor, neden bunu görmüyoruz?
Bunların arasında bir tane Prof. Nihat Hatipoğlu var ki, 11 Aralık 2015 tarihli yazısını herkesin okumasını tavsiye ederim. İslam Ansıklopedisi de dahil, bütün İslam Dünyası’nın kabul ettiği, Hz. Muhammet 54 yaşında iken, Hz. Ebubekir’in 9 yaşındaki kızı Hz. Aişe ile 13’üncü eşi olarak evlenmiştir. Fakat bay Hatipoğlu Hz. Aişe’nin 18 yaşında olduğunu yazıyor. Görülüyor ki bay Hatipoğlu bu evliliği, Atatürk’ün kitabına uydurmaya çalışmakta çok zorlanmış. Bir de „Hz. Aişe Peygamberimiz’den (2210) hadis rivayet etti“ diyor. Atma bay Hatipoğlu bir insan (2210) hadisi ezberinde tutamaz. Görüldüğü gibi İslam alimleri, İslamcılık yaparak, İslam’ı Atatürk’ün kitabına uydurmaya çalışıyorlar.
İran ve diğer İslam ülkelerinin de Türkiye’den farkı yoktur. Aslında dört Halife döneminden sonra, siyasallaşan İslam’da başlayan iç tartışmalar, mezhepleşmeyi ve bölünmeyi getirmiştir. O günden beri İslam hep tartışma konusu olmuştur. Uluslaşma döneminde, yani son yüzyılda bu tartışmalar başka bir hal aldı. Kurulan Milli Devletler, İslam’ı milli ve karanlık ruhlarına örtü yapmaya şalıştılar. İslam’ı tamamen siyasallaştırarak, İslamcılaştırdılar. Bu da İslam’ı tartıştırmaya neden oldu.
Acaba Şii İran mı daha iyi İslam yoksa, Bahai Sudi Arapistan mı daha iyi İslam? Yok canım Hanefi Türkiye daha iyi İslam. Bunların hiç birisi de iyi değil, bunlar İslam’ı siyasallaştırmış ve millileştirmiş, İslamcılık yapıyorlar. İslam’da mezhep olmaz, milli olmaz bu bile başlıbaşına İslamcılıktır, İslama saygısızlıktır.
Milli ve mezhepçi İslamcılar saçmaladıkça, İslam kendi içerisinde tartışılmaya başlandı. Bir çok yerde de İslam’i örgütler ortaya çıkmaya başladı ve sonuncusu da İŞİD’ tir. Milli ve Mezhepçi İslamcılar, İŞİD’e karşı saldırıya geçtiler ve İŞİD’in İslam olmadığını söylüyorlar. İŞİD İslam değil de banka faizlerinden maaşını alan, Milli Devletin din işleri memuru Mehmet Görmez’mi İslam, yoksa devletin namaz kıldıran memurları mı İslam?
İŞİD; Kuran-ı Kebir’i referans almış, İslam için mücadele eden bir harekettir. Milli ve Mezhepçi İslamcıların çıkarına dokunduğu için karşı çıkıyorlar.
Beyler; sevmeyebilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz ve hatta neftet de edebilirsiniz ama İŞİD’in İslam olmadığını söyleyemezsiniz ve insanları kandıramazsınız.
Ocak 2016