Irak Devlet Başkanı olan Kürt Lider Celal Talabani, Birleşmiş Milletler toplantısına katılmak üzere gittiği Amerika’da PKK ile görüştüklerini ve PKK’nın yakında ateşkes ilan edeceğini açıklayınca, Türkiye’de kızıl kıyamet koptu.
Sayın Talabani’nin açıklamalarının doğuracağı sonuçlar ve olası gelişmeler dikkate alınmadan, daha çok kişiliğine yönelik bir linç kampanyası başlatıldı. Bu kampanyanın başını ise, bir iki saygın kalem dışında bir bütün olarak Türk basını çekti. Onları ise günü birlik olaylara göre hareket eden çapsız siyasetçiler izledi.
Ortadoğu’nun kaygan zemininde, üstelik Kürt halkının ulusal kurtuluş mücadelesini veren Sayın Talabani’ye siyaset ve uslüp dersi vermeye kalkışmak, ancak Türk siyasetçilerine özgü bir cehalet örneği olabilir.
Gerek basının ve gerekse Türk siyasetçilerinin Talabani’ye karşı ilkel ve çirkin sözlerine karşı en iyi cevabı ise, bence Birgün Gazetesi’nin yazarları olan Cengiz Çandar ile Gülay Göktürk yazdıkları yazılarıyla verdiler.
Özellikle Gülay Göktürk’ün 29 Eylül tarihli Birgün Gazetesi’ndeki köşesinde Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in Talabani ile ilgili sözlerine istinaden yazdıkları satırlar, Türk devlet adamları ve yazar çizerlerinin yüzyıllardan beri Kürt halkını aşağılayıcı tavırlarına karşı da bir cevap niteliğindedir. Böylesi bir cevabın Türk kökenli bir yazar tarafından dile getirilmiş olması; günümüz koşularında çok daha önemlidir.
Oysa Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin „Biz PKK ile görüştük, yakında ateşkes ilan edecekler“ yönündeki açıklamalarının salt kendisiyle sınırlı olmadığı, Türkiye, Irak ve ABD’nin konuyla ilgili girişimlerinin sonucu olduğu, yine Cengiz Çandar’ın 30 Eylül tarihli Birgün Gazetesi’ndeki köşesinde, YNK’nin Ankara temsilcisi Behruz Galali ile yapmış olduğu telefon görüşmesine dayanarak verdiği bilgilerden anlaşılmaktadır.
Buna rağmen isimlerinin önünde birkaç ünvanı birden taşıyan Türk devlet adamlarının uslübü eğer olası ateşkes sürecini provake etmek değilse, düpedüz bir cehalet örneğidir.
Başbakan Erdoğan’ın Beyaz Saray’da Bush ile yapacağı görüşmede PKK ve genel olarak Kürt sorunuyla ilgili beklentilerine gelince, daha şimdiden basına yansıyan sonuçların ortaya çıkmayacağı gün gibi aşikar.
Gerek Bush’un ve gerekse diğer Amerikalı yetkililerin yapaçağı açıklamaların, Talabani’nin yaptıklarından farklı olmayacağı, süreci az çok takipedenler açısından tahmin edilmektedir.
Büyük ihtimalle PKK, Bush-Erdoğan görüşmesinden önce ateşkes ilan edecek ve topu Türk tarafına atacak.
Bu gelişmeden memnun olacak olan Bush ise Erdoğan’a; „Bizim atadığımız temsilcilerin girişimiyle PKK ateşkes ilan etti. PKK’nin tümden silahsızlandırılması ve Kürt gerillalarının dağdan indirilmesi için şimdi de sizin adım atmanız gerekecek. Sizin atacağınız adımlar konusunda dost ve müttefik olarak yanınızda olduğumuzu bilmenizi isterim“ diyecek.
Daha sonra ne mi olacak?
Büyük ihtimalle Talabani en geç 2007 yılında Ankara’da ekselans olarak karşılanacak…
Abdullah Gül ve Cemil Çicek gibileri ise tükürdüklerini birer birer yalayacaklar…
30.09.2006
ikramoguz@navkurd.eu