Birkaç yıl önce Almanya’nın Ludwigsburg şehrinde Araştırmaci-yazar Mehmet Bayrak’ın konuşmacı, Ozan Şêxo’nun da sanatçı olarak katıldığı Türk Sol Örgütlerinden birinin bir etkinliği vardı.
Etkinlik öncesi bana misafir olan Mehmet Bayrak ve Ozan Sêxo ile sohbetimizde, onların sözkonusu etkinliğe katılmalarını eleştirmis ve şöyle demistim;
„Bu adamların hepsi Kürt, ama kürtlüklerine sahip çıkmıyorlar. Mevcut tabanlarını korumak için zaman zaman sizin gibi kürtleri karşılarına çıkarıp hem onların duygularını okşuyor hem de enternasyonalistçilik oyununu oynuyorlar.“
Bu konuda beni haklı bulmalarına rağmen, bu tür etkinliklere katılmalarıyla ulusal kimliklerine sahip çıkmayan bu insanların az da olsa olumlu yönde etkilendiklerini belirtiler.
Bu sohbetimizden sonra üçümüz birlikte kalkıp etkinliğin yapılacagı salona gittik. Salona vardıktan sonra yanımıza gelen herkese adeta soy-sopunu soran Mehmat Bayrak, hemen hepsinden benzeri cevabı alıyordu. Çünkü gelenlerin tümü Dersim, Malatya ve Maraşlılardan oluşuyordu.
Birara yanımıza orta yaşlı ve Niğdeli olduğunu belirten biri geldi ve Mehet Bayrak ile sohbete koyuldu. Mehmet Bayrak ile aralarında şöyle bir diyalog gerçekleşti:
Bayrak ona; „Siz sonradan Niğde’ye sürgün edilen Kürtlerden misiniz?
Adam; „Yok, doğma büyüme Niğdeliyim“ cevabını verdi.
Mehmet Bayrak bu cevaba karşılık; „O zaman sizin dedeleriniz sürgün olarak Niğdeye gelmişler“ dedi.
Adam, Mehmet Bayrak’ın niyetini tahmin ederek bu ısrarlı sorularına karşılık dedi ki¸ “Mehmet Bey, ben Kürt değilim. Türkoğlu Türk üm ve Türksoyluyum“ dedi ve bu söylemini şöyle gerekçelendirdi:
„Yanliş anlamayın, başka bir yerde Türksoylu olduğumu belitme ihtiyacı duymuyorum. Sadece kendileri Kürt olup da kürtlüklerine sahip çıkmayan böyle ortamlarda Türksoylu olduğumu üstüne basa basa söylüyorum ki, bunlar da kendilerine Kürtsoyluyum diyebilsinler…“
Böylelikle yüzlerce insan içerisinde çıkan Türk vatandaşın da sadece dayanışma amacıyla oraya geldiğini anlayan Mehmet Bayrak, o kitle içerisinde bir Türk bulabilme arayışına son verdi…
Bunları niye yazdım?
Dün bir gazetede MLKP denilen ama içerisinde tek bir Türk bulunmayan bir örgütün son süreçle ilgili yapılmıs olan bir açıklamasına rastladım.
Kürtlere yönelik saldırılar karşısında dayanışma ve eylem çağrışı yapılan açıklamada ‘Hepimiz Kürdüz’ deniliyor.
Aralarında tek bir Türk bulunmayan bu vatandaşların kendilerini „Hepimiz Kürdüz“ diye nitelendirmiş olmaları Kürtlere, Nasreddin Hoca’nın kaybolan eşeğini bulurken yaşamış olduğu sevinc yaşatmasa da „buna da şükürler olsun“ dedirtecek kadar ilginç…
03 Kasım 2007