Efrin savaşının kazananları PYD ve Efrin ’deki Kürd halkıdır.
Çünkü Efrine zafer yakışır!
Efrin: Piran, Ağrı, Dersim, Mahabad ve Kobani sana selama durur. Daha 18 yaşına yeni ayak basmış, gençliklerini yaşamamış kızlarımız ve oğullarımız Efrin’de sömürgecileri gözlerinden vuruyorlar.
Sizin bu bükülmez bileğinize kurban, cesaret ve yiğitliğinize hayranım. Karşınıza çıkmaya cesaret edemeyip, bayılan çapulcular düğüne geldiklerini söylemektedirler.
Keşke bugün sizin kadar genç ve yanınızda olsaydım. Sizin yanınızda olmadığıma utanıyorum! Keşke size gelen kurşuna, kendi canımı siper edebilseydim.
Çünkü böyle bir günde insana ölüm yakışır. Böyle bir günde ölmek özlemdir. Bu asla bir savaş çığırtkanlığı değildir. Çapulcular geberdikçe insanlık kazanıyor, Ey Efrin…
Barbarlara duyduğum 100 yıllık bir nefret…
Nefret…
Ve kin!
Ey yeryüzünde zerresi kalmamış insanlık!
Ey demokrasi şampiyonları.
Ey hypocrite!
İkiyüzlülük BM, ABD, Avrupa ve Koca Lenin’in ülkesi sizden utanıyorum.
Utanın!
Utanmak insani bir haldir. Türkler kendi coğrafyasında 1,5 milyon Ermeni’yi kesip jenoside tabi tutup, soylarını kurutmadılar mı?
Rumları ve birçok diğer halkaları öldürmüş denizlere dökmüş bir ırkın mensupları olduklarını övünerek anlatmıyorlar mı?
Türk devleti utanma duygusunu çoktan yitirmiştir. Giderek Türk halkıda T.C Devletinin duygularını almakta, giderek daha ırkçı bir konuma doğru gitmektedir.
Şehit babası oğlunun cenazesinde, “utanmasam göbek dansı atacağım” demesi bu halkın geldiği barbarlık düzeyini göstermektedir. Bu mental hastalık taşıyan Türk toplumu da devletinin Kürde yaptıklarıyla övünç duyuyor ve destekliyor.
Efrin’de sivillerimiz öldürülüyor, evlerimiz yakılıyor, zeytin ağaçlarımız yakılıyor, börtü böcek imha ediliyor, çocuklarımız katlediliyor, şanslı olanlar yetim kalıyorlar. T.C sivil insanlarımızı katlediyor. Öldürülen siviller kadın elbisesi giyinmiş YPG’liler olduğunu söyleme ahlaksızlığında bulunmaktadırlar. Oysa dünya T.C devletine, IŞİD çetelerine kadın elbisesi giydirip kaçırdıkları suçlamasını yöneltmektedirler. Türk devleti bir zeytin kasabası olan Efrin’de bir aydan fazladır kan dökmeye devam etmektedir. Siz halen T.C devletinin terör kaygılarını anladığınızı söylemektesiniz.
Bu ne ikiyüzlülük!
Bazen T.C devletinden daha fazla ahlaksızlaşıyorsunuz. Çıkarlarınız söz konusu olunca Kürd çocuklarının kanı üzerinde diplomasi yapıyorsunuz.
Sizin bu ikiyüzlülüğünüzden utanıyorum.
***
Türkler ABD ’den Ne İstiyor?
T.C Devletinin ABD ve Avrupa’dan ne istediği oldukça net ve açıktır. Ancak ABD’nin T.C ’den istedikleri 1000 dereden su getirmeye benziyor.
Radyo programındaki şarkı isteklerindeki gibi, tanıdığına sürpriz yapmak üzere hazırlanmış bir program!
Amerika Dışişleri Bakanı Tillerson, Türk yetkililerle görüşmesine iki gün kala ABD Elçiliği’nin bulunduğu sokağın adı “Zeytin Dalı” olarak değiştirildi. Bu Amerika’ya, “yola gelmezsen sana da operasyon yaparız” anlamına gelen bir şaka mı? T.C devleti güçlünün karşısında hep döner.
“Ey Rusya, Ey İran, Ey Irak, Ey İsrail, Ey Esad“ diye efelendi durdu.
Ama döndü. Şimdi de ABD konusunda aynı U dönüşünü yapacak!
Türk tarafın Amerika’dan taleplerinin özcesi şu kapsamdadır: “Rojava ’dan çekil, Kürdü öldürmemize ses çıkarma. Bölgeyi bize terk et. İsrail’in güvenliği seni ilgilendirmez. Bana dokunma, Irak’ın iç işlerine karışma. Sen dediklerimizi yapmazsan eski düşman, yeni partner, Ruslar hazırda bekliyorlar. Tercih senin ya ben ya Kürdler.”
Oldukça açık ve anlaşılır bir dil.
Eski bilinen adıyla SSCB’nin yıkılıp Rus Cumhuriyeti’nin kurulmasında, yani sosyalizmin yıkılmasında Rusların muz ve çikolataya olan açlığın da etkisinin olduğu söylenmekteydi. Yani Ruslar rüşvetçi, acımasız satıcı bir ülke olarak biliniyordu. Öyle ki eskiden şöyle bir söylem vardı. „Amerika ölürse özgürlük ölür.
Ruslar ölürse rüşvet ve yağma ölür.
Fransız ölürse insani değerler kaybolur, ölür.
Türkler ölürse insanlık kazanır.”
Bir dönem, Lenin, Stalin ve Troçkilerin hayatını Şeyh Said ve Seyit Rıza’nın hayatında daha iyi bilmekteydik. Sosyalizm, Proletarya Diktatörlüğü, Bolşevik Devrimi, hepiniz Efrin’de ölen Kürdün kanı kadar bile etmezmişsiniz.
Yazık ömür geçtikten sonra anladık. Pişmanım hem de çok…
Güzel ülkem Kürdistan, geçen yıllardan kalan borçlarımızı sana, ödemeye çalışıyoruz, ömür yeterse eğer!
Mazlum Doğanın mezar taşına yazılmasını istediği veciz söz aklıma gelmektedir.
“Ülkem sana borçluyum.”
14.02.2018
Diyar Budak