Korononavirüs ile birlikte, tüm dünyanın gündemi değişti.
Bilim insanları virüsün yayılma hızını…
Öldürücü gücünü tartışıyor.
Virüse karşı korunma tedbirlerini açıklıyorlar.
Buna rağmen herkeste bir panik havası var.
Tüm dünyada insanlar, normal zamanlarda üç zararlı beyaz olarak tanımlanan, un, şeker ve tuzu stokluyorlar …
Türkiye’de buna ek olarak, hemen herkes kolonya tedarikinin peşinde…
Kolonyaya duyulan aşırı talep nedeniyle hem satışı hem de fiyatı tavan yapmış durumda.
Artık ne kimse Ankara’dan fırlatılan ve Moskova’da yere çakılan Bahar Kalkanı’nın akıbetini merak ediyor.
Ne de kimse Hulusi Akar’ın saat başı verdiği Suriye’nin askeri kayıplarının çetelesini tutuyor.
Akar en son 4 Mart günü ekranlara çıkmış, „Suriye’nin tüm saldırılarına karşı misliyle, en şiddetli şekilde ve tereddütsüzce karşılık verilmiştir“ cümlesini kurduktan sonra, Suriye’nin kayıplarını şöyle sıralamıştı:
3 Savaş Uçağı…
3 İHA…
8 Helikopter düşürüldü.
151 Tank…
8 Hava Savunma Sistemi…
99 Top/Obüs Çnra…
16 Tanksavar/Havan…
80 Zırhlı Araç…
10 Askeri Mühimmat Deposu imha edildi.
3138 Rejim Unsuru öldürüldü…
O günden beri ne Akar ekranlarda göründü ne de Suriye’ye verilen kayıpların çetelesi tutuldu.
Geçen 10 günlük sürede sağ kalmayı başarabilen bir Suriye askerinin ya da askeri mühimmat ve tesisinin kaldığını ancak, korona virüsünün yok edilmesinden sonar öğrenebileceğiz, tabi sağ kalmayı başarabilirsek…
Bu arada Hulusi Akar kayıplara karışırken, ekranların yeni yüzü olarak Fahrettin Koca karşımıza çıktı.
Hemen hemen her saat başı canlı yayına çıkan Koca ise, Akar’ı aratmayan bir performansla, korona saldırılarına karsı nasıl bir savunma stratejisiyle karşılık verdiklerini, adeta bir general edasıyla anlatıyor.
Ardından ekranların müdavim stratejistleri boy gösteriyor.
Konu değişse de stratejistler değişmiyor.
Biri, “ülkenin bekası için sınırlarımızın ötesinde bir güvenlik hattı oluşturulmalıdır” derken, bir diğeri, „sınır hattında güçlü bir barikat kurma“ stratejisinin uygulanmasını öneriyor.
Muhalefet millilik ekseninden hareketle, Suriye ile savaşta Akar’ın yanında saf tutarken, Korona ile savaşta ise Koca’nın arkasında dimdik duruyor.
Tabi herkesin dilinde saldırı, savunma kavramları eksik olmayınca, haliyle ahali de koronayı Kore ile karıştırıyor.
Ancak Kore’de Kürtlerin olmayışı, dolayısıyla Türkiye açısından bir beka sorununa yol açabilecek bir „terör devletinin“ kurulma ihtimali de olmadığı için, Sağlık Bakanı Koca’nın ekranlarda sıraladığı tedbirler de havada kalıyor…
Koca’nın, “zorunlu olmadıkça evinizden çıkmayın” önerisine ahali ise, “bir adım ötedeki Esad’dan korkup eve kapanmadık, dünyanın öbür ucundaki Kim Jung-un’dan mı korkup eve kapanacağız“ sözleriyle ile karşılık veriyor.
Bu arada, „bu da bir Amerikan oyunudur. Hedef şaşırtıp, yanı başımızda 2. İsrail’i kuracak…“ diyenler de yok değil.
15.03.2020