Dün Kürt basınını tararken, her Kürt gibi benim de ilgimi çeken bir haberle karşılaştım.
Haber fotoğraflı bir şekilde KRD news’de yer almıştı.
Fotoğrafta, çiçeklerle donatılmış bir masanın başında Başkan Neçirvan Barzani, yardımcıları Mistefa Seyîd Qadir ile Ceifer Şêx Mistefa, Peşmerge Bakanı Şoreş İsmail ve Peşmerge yetkilileri yer alıyor.
Toplantının gündemi ise, Peşmerge güçlerinin birleştirilmesi.
Habere göre toplantıda Başkan Barzani, birleşmenin gerçekleşmesi için özel bir komisyonun kurulması talimatını vermiş.
Peşmerge Bakanlığı’ndaki reform çalışmaları hakkında bilgi almış.
Toplantıda Peşmerge Bakanlığı’ndaki reform ve birleştirme çalışmalarının hızlanması gerektiğini kaydetmiş.
Bu konuda Peşmerge Bakanlığı ile birlikte çalışan Uluslararası Koalisyon güçlerine de teşekkür etmiş.
Hiç kuşkusuz Neçirvan Barzani’nin böylesi bir girişimi başlatmış olması, gecikmeli de olsa, sevindiricidir.
Gecikmeli deyimini bilinçli olarak kullanıyorum.
Çünkü Neçirvan Barzani, Güney’de Bölgesel Kürt Yönetimi’nin ilan edildiği tarih olan 1992’den günümüze geçen 28 yılık sürecin 23 yılında, birinci ve ikinci derecede görev ve sorumluluk almış bir siyasi şahsiyettir.
1996-1999 yıları arasında başbakan yardımcısı…
1999-2005 yılları arasında ikili yönetimin hüküm sürdüğü dönemde, KDP Hükümeti’nin Başbakanı…
Yine 2006-2009 ile 2012-2018 arasında da Ortak Hükümetin Başbakanı…
10 Haziran 2019 tarihinden itibaren ise, Bölgesel Yönetimin Başkanı…
Şu an başkan yardımcılarını üstlenmiş olan Mistefa Seyîd Qadir ve Ceifer Şêx Mistefa ise, Neçirvan Barzani’nin başbakanlığı döneminde sırasıyla Peşmerge Bakanlığı yapmış olan, ZNK ve Goran’a mensup siyasi şahsiyetler.
Güney Kürdistan’ın son 28 yılık tarihinde gündemden düşmeyen temel sorunlardan birisi, Peşmerge Güçleri’nın bir çatı altında toplanması sorunuydu.
Özellikle 2005 sonrası süreçte, bu konu Uluslararası Koalisyon Güçler tarafından da sıkça gündeme getirildi.
Bu konu ile ilgili teknik projeler oluşturdu.
Bir program çerçevesinde gerçekleştirilmesi için projeyi Bölgesel Yönetim’in önüne koydu.
Ancak her seferinde, Koalisyon Güçleri’nin projesine „evet“ denilmekle beraber, projenin uygulanması konusunda Bölgesel Yönetim tarafından somut bir adım atılmadı.
Öneriler adeta kulak ardı edildi.
Sunulan projeler raflara kaldırıldı.
Yine duyumlara göre Uluslararası Koalisyon Güçleri yakın bir zamanda bir kez daha bu sorunu gündeme getirmiş ve hayata geçmesi için Bölgesel Yönetim’e 1 yılık süre tanımış.
Aksi takdirde yapılacak yardımları askıya alacağını ilgili yöneticilere bildirmiş.
Yönetim ne yapıyor?
Başkan Neçirvan Barzani, ilgili kişilerle toplanıyor ve özel bir komisyonun kurulması talimatını veriyor.
Siyasette sıkça kullanılan bir söz vardır.
Deniliyor ki, eğer bir sorunu çözmek istemiyorsan, bir komisyon kurar, sorunu o komisyona havale edersin.
Böylelikle sorumluluğu üzerinden atmış olur, sorunu da belirsizliğe itersin.
Yapılan tam da bu mudur, bilemiyorum.
Ancak kuşkuluyum…
Çünkü defalarca gündeme gelmiş, bugüne kadar bir çözüme kavuşturulamadığı için de adeta kangrenleşmiş bir sorunu, bu saatten sonra bir komisyona havale temek, ister istemez bir kuşkuya neden olur.
Oysa yapılması gereken tek şey, idari bir kararın alınıp uygulanmasıdır.
İdari bir kararı alıp uygulama prosedürü ise, bellidir.
Başkan ya da başbakanın talimatıyla ilgili bakanlık bir kanun tasarısı hazırlayıp parlamentoya sunar.
Parlamentodan geçen kararın yine başbakan ve başkanın onayından geçmesiyle de yürürlüğe girer.
Bu kısa yol varken, bunca süreden sonra sorunu, özel de olsa, bir komisyona havale etmek, sorunu belirsizliğe itmek olmasa da, çözümü geciktirir…
Haksız mıyım?
12.11.2019