ABD, 3 PKK liderinin başına ödül koydu.
Hem de Dolar üzerinden toplam 12 Milyon.
Murat Karayılan için 5…
Cemil Bayık için 4…
Duran Kalkan için de 3 Milyon Dolar.
ABD’nin bu kararı da başlarına ödül konulan PKK’li liderlerin sıralaması da adeta bir bulmaca gibi.
Bulmacanın bir tarafında Türkler, diğer tarafında ise Kürtler.
Her biri bir ucundan tutmuş, birbirleriyle yarışırcasına çözmeye çalışıyorlar.
Türkler şaşkın, Kürtler hem şaşkın hem de hüzünlü…
Çünkü ABD’nin yakalanmaları için başlarına para ödülü koyduğu PKK’li kişilerin yönettikleri örgütün uzantısıyla kol kola.
Türkiye’nin olası saldırılarına karşı Kobani’de YPG güçleriyle ortak devriyeye çıkıyor ve YPG’yi müttefikleri olarak, başta Türkiye olmak üzere ilgili devletlere alenen ilan ediyorlar.
Türkiye’ye gelince, adeta bir sessizlik hâkim.
Oysa zil takıp oynamaları gerekirdi.
Bu üç liderin yaşadıkları Kandil’e her gün tonlarca bomba yağdıran Türkiye, yoksa iş olsun diye dağı taşı mı bombalıyorlardı?
Her şeyin başı olan Erdoğan hala suskun.
Çünkü Ecevit’in düştüğü konuma düşmek istemiyor.
Sözcüsü Kalın, hakeza olabildiğince temkinli.
“Bekleyip göreceğiz” diyor.
Bu tür durumlar da aslında görünür olandan çok, derinden gelen seslere kulak vermek gerekir.
Bu seslerin nerelerden çıkacaklarını tahmin etmek o kadar da zor değil.
Derinden gelen sesin sözcüleri, önce “stratejist” unvanıyla ortaya çıkar, bir algı oluşturmak için uzun uzadıya konuşurlar. Uzun cümlelerinin arasına anahtar kelime babında, ustalıkla yerleştirdikleri kelimelerle ipucu dağıtırlar.
Anahtar kelimeyi bulan, boş olan tüm kareleri doldurmadan da bulmacayı da çözmüş olur.
O stratejistlerden biri…
Emekli General İsmail Hakkı Pekin…
Eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı…
Avrasyacı Ekip’ten.
Erdoğan’ın 15 Temmuz sonrası gizli ortaklarından.
Aydınlık Gazetesi’ne yaptığı açıklamada diyor ki; “ABD’nin ‚3 PKK’lı kararı‘ Türkiye’ye yeni bir tuzak!”
Bu belirlemeden sonra, İsmail Hakkı Pekin uzun uzadıya konuşuyor. İleri sürdüğü “tuzak” tezinin altını doldurmak maksadıyla, kimseyi ürkütmeden satır arası bir parantez açıp, anahtar kelimenin şifrelerini vermeye çalışıyor.
Diyor ki; “… Abdullah Öcalan, 1999 yılında kuzeyde kurulacak Kürt özerk yapısını karıştırma potansiyelinden dolayı oyun dışına itildi. Şimdi benzer durum Suriye’de yaşanıyor…”
Abdullah Öcalan…
Kuzeyde kurulacak Kürt özerk yapısını karıştırma potansiyeli…
Ve oyun dışı…
Her biri içinde birçok bilinmeyenli denklemi barındırıyor.
O dönemin başbakanı Ecevit, Öcalan’ın oyun dışına itilme olayını anlamazlıktan gelmiş ve bu cehaletini(!) de bilinçli olarak kamuoyuna yansımasını uygun bir yol ile sağlamıştı. Üstelik milyonlarca Türk ve Kürt de Ecevit’in “cehalet senaryosunu” inandırıcı bulmuştu.
Vatandaşın yatak odasında ne yapması gerektiği konusunda dahi açıklama da bulunan Erdoğan’ın bu konuda hala ses vermemiş olması da bir şaşkınlığın sonucu değil.
Erdoğan, başında bulunduğu devletin yıllardır sahneleyip oynattığı oyunun da ABD’nin bu oyunu bozmaya yönelik kurmaya çalıştığı tuzağın da farkında.
Başka bir deyişle Erdoğan, bulmacadaki anahtar kelimeyi de bulmacanın hangi karesine hangi harfin konulacağını da adı gibi biliyor.
Ancak, O bulmacanın çözümüne değil, çözümsüzlüğüne oynuyor.
Tıpkı kimi Kürtler gibi…
Aralarındaki tek fark, Erdoğan’ın bulmacayı çözemeyişi sahip olduğu bilgiden, Kürtlerin ise bilgisizlikten…
09.11.2018