Türk solu Manifestoyu okumadan solcu, Kuranı okumadan da Müslüman oldu. Şimdi de oturmuş, İslam’a, Aleviliğe ve Emeğe karşı, saygısızlık yapıyor. Açtıkları derneklerine kimse gitmeyince, Alevileri çekebilmek için, derneklerine Cemevi lakabı taktılar.
“Gerçek İslam Aleviliktir” ve “Alevilik Türk inancıdır, bütün Aleviler Türk dür” gibi cahilce saçmalamaya başladılar.
Eğer Alevilik, İslam ise; İslam Ümmettir, İslam’ın vatanı olmaz, İslam’ın vatanı dünyadır. Hz. Muhammet; “Irka çağıran bizden değildir” diyor. Tanrı ile kul arasına girip kitleye hükmetmeyi bir ticaret, bir sanat haline getirmiş olan, menfaatçi, riyakâr zümre asla insan olamaz. Aleviler adına Türk ırkçılığı yapan aptal solcular, insan olamaz. Irkçılık insanlık için en büyük felakettir. Alevilik bir inançtır, Nusayri, Arnavut, Türk ve Kürt Aleviler var. Din tanrı ile kul arasında manevi bir bağdır, aracıya komisyoncuya gerek yoktur. Cahilliğe gerek yoktur, herkes haddini bilsin.
İslam; insanlığı kula kulluk etmekten kurtarıp, Allah’a kulluk ettirmeye çalışır. İnmiş Kuran-ı Kerim’de İslam’ın kaide ve kuralları gayet açık ve nettir, yoruma yer bırakmaz. İslam-i kurallarda farz, vacip ve sünnet şartı vardır. Dünyada 1,5 Milyar Müslüman yaşıyor, hepsinin ibadeti namaz, ibadethanesi Camidir. Ben Müslümanım dersen, farz, vacip ve sünnete de uymak mecburiyetindesin. İslam’a göre her insanın günah ve sevabını yazan bir meleği vardır. Kıyamet kopacak bütün ölüler Arasat meydanında toplanacak ve hesaplaşacak. Kıyametin de ne zaman kopacağı belli değil.
Alevilik; 922 yılında Kürt ve Zerdüşt kökenli, Hallaç-ı Mansur “Enel-Hak” yani tanrı insandadır, dediği için 56 yaşında, Bağdat’ta Şii Abbasi Halifesi Muktedir Billah tarafından, yakıldı. Aleviler her yıl Pir Divanında hesaplaşır. Pir Divanı Alevilerin, hesaplaşma meydanıdır, her yıl tekrarlanır. Toplumsal aykırılıklarda bulunanlar, burada hesaplaşır, küskünler barışır, alacak verecek ödenir. Küskünler barışmadan Cem’e alınmazlar, toplumdan dışlanırlar. Halbuki bir Müslüman çaldığını cebine koyar, Camiye gider ve hatta onunla namazını da kılabilir.
Alevilerde iki suçu işleyenler asla af edilmez. Biri adam öldürmek; katil bölgeden uzaklaştırılır. Ölenin ve öldürenin kardeşleri akrabaları barışır birlikte Cem’e girerler. Alevilikte misliyle intikam yoktur. İkincisi; evli çiftler arasında zina suçu. Bu suçu işleyenler de toplumdan derhal dışlanır. Kalan taraflar barışır, birlikte Cem’e girerler.
Çocuklar ergenlik çağına kadar Cem’e girebilirler, ondan sonra Musahip tutmayanlar Cem’e giremezler. Musahiplik toplumsal kardeşleşme anlamına gelir. Talipler arasındaki sorunlar hal olduktan sonra, Cem başlar, ortak kurbanlar kesilir. Ondan sonra, her cuma akşamı Cem tekrarlanır.
Cem başlamadan önce, delil denen ve kutsanan aydınlatma aracı yakılır. Cem’de, saka, gözcü, kapıcı, kurbancı, delilci vb olmak üzere 12 görevli vardır ve herkes kendi görevini yapar. Bunlar Cem görevlileridir ve Şiilerin 12 imamları ile hiçbir alakaları yoktur.
İmam Ali 660’da öldü, 12’inci imam Mehdi, 207 yıl sonra, 867’de doğdu. Kadın, erkek ve çocuk hep birlikte aynı Cem hanede Cem yaparlar. Zakir saz çalıp, deyişler okuyarak Cem’i başlatır. Kadın erkek birlikte üçer kişilik guruplar halinde semah dönerler. Ayrıca post üzerinde bir de kırklar semahı vardır.
Yukarıda kısaca İslam’ı ve Aleviliği anlatmaya çalıştım. Ey insanlar, elinizi vicdanınıza koyun, Aleviliğin neresi, İslam’a benziyor? Bu benzetmeyi ancak kendisini solcu sanan, aptallar yapabilir. Eğer bunu devlet adına yapmıyorlarsa, zavallı Alevileri kandırmak için yapıyorlar. Aleviler adına Türk ırkçılığı yapmak terbiyesizliktir.
677 sayılı ve 30 Kasım 1925 tarihli yasa ile Atatürk Alevî Cem hanelerini yasakladı ve yasak hala devam ediyor. Buna göre Dedelik, Pirlik, Şeyhlik ve Taliplik yasaktır. Hacı Bektaş Tekkesi müzeye dönüştürülmüştür. Kendisini devrimci sanan bazı aptallar, derneklerine Cem evi diyorlar. Bu solculuk adına büyük bir insanlık ayıbıdır. Dürüst ve gerçek solcular, bu insanlık ayıbına karşı çıkmak, herkesten önce sizin görevinizdir.
Alevi oldukları için kendilerini, saf kan Türk olarak görenlere sormak gerekiyor. Yeşil gözlü Türk olmayan Osmanlı Paşaları, 1923 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdular. Acaba 95 yıldan beri Cumhuriyetin kaç Alevi Büyükelçi ve Konsolosu oldu? Kaç Valisi, Emniyet Müdürü ve Generali oldu? Demek ki siz Türk değilsiniz, paşaların korkusundan, Türk olduğunuzu söylüyorsunuz.
27 Mayıs İnönü-Gürsel Cuntası, ikinci Cumhuriyet döneminde başlayan, Devlet eliyle zenginleşmiş TÜSİAD ve MÜSİAD bağlı 11 bin iş adamı var. Acaba bunların içerisinde, kaç tane Anadolu Kaplanı Alevi üye var?
Atatürk’ün partisi CHP iktidarı döneminde, Maraş, Malatya, Sivas, Çorum’da Alevilere karşı yapılan katliamlar, son Sivas’ta otelin yakılması ve CHP’nin olayın baş sorumlusu Temel Karamollaoğlu ile seçim ortaklığı ve Alevilerin oyları ile onun adamlarının mebus seçilmesi, Devletin bakışı ile Alevilerin hakiki Türk ve Müslüman olduğunu gösteren en önemli belge.
Türkler 9. YY ‘da Müslüman olmaya başladılar ve o zaman Türklerde kullandıkları bir alfabeleri bile yoktu. İslam öncesi, Orta Asya’da Şamanlar vardı, her bölgenin ve hatta her köyün Şaman’ı ve uygulamaları ayrıdır. Şamanlar büyü yapar, muska yazar insanlara manen yardımcı olmaya çalışırlar. Günümüzde İzzettin Doğan ve Turgut Öker’in dışında, büyü yapan, muska yazan hiçbir Şaman kalmadı. Bir de kendisini solcu sanan bazı beyinsizler, Alevi cenazelerinde Hüseyin’e methiyeler dizen, kendi yazdıkları Mevlut’u okurlar. Hiçbir Alevi dedesi Mevlit okumaz. Abdest almasını, namaz kılmasını bilmeyen bazı ahmaklar Müslüman olduklarını iddia eder ve kendi yazdıkları, Mevlit okurlar. Bu cehalet hem İslam’a hem de Aleviliğe karşı büyük bir saygısızlıktır.
Ali, 656 yılında bacanağı olan Halife Osman öldürüldükten sonra, yerine halife seçildi. Halife Ali 5 yıl halifelik yaptıktan sonra 661 yılında da öldürüldü. Onun yerine büyük oğlu, Hasan Halife seçildi. Muaviye Hasan’ın halifeliğine itiraz ederek karşı çıktı, ona biat etmedi. Kendisini Halife ilan eden Muaviye üç ay sonra Hasan’a bir heyet gönderdi ve ona, “gel İslam’ı iki başlı yapmayalım, anlaşalım” diyerek, anlaşma karşılığında kendisine her yıl, toplayacağı ganimetten 8000 dirhem gümüş vermeyi önerdi. Hasan’da bunu kabul ederek, Halifeliği kendisine bıraktı, bütün ailesini de yanına alarak, gidip Mekke’ye yerleşti.
Hasan 9 Mart 670 tarihinde Mekke’de öldürüldü. Ali öldüğünde 17 oğlu ve 19 kız evladı vardı. Hasan öldüğünde ise sarayında 232 cariyesi, çocuklarının sayısı da bilinmiyordu. Muaviye 679’da ölene kadar Hasan’ın payını her yıl ailenin büyüğü olan Hüseyin’e gönderdi. Muaviye’nin yerine oğlu Yezit Halife seçildikten sonra, o güne kadar ganimetten ödenen 8000 dirhem gümüşü göndermedi. Hüseyin bir mektup yazarak, amcasının oğlu Müslüm’e verip Yezide gönderdi. Yezit Müslüm’ü öldürerek Kerbela olayının fitilini yaktı.
Müslüm’ün öldürüldüğünü duyan Hüseyin, ailesinden 72 kişi ile Yezide gitmeye karar verdi. Bunu duyan Yezit 4500 kişilik bir orduyu, Hüseyin’i ve yanındakileri yok etmek üzere harekete geçirdi. Yezid’in adamları Kerbela da karşılaştıkları, Hüseyin’in yanında olan, bütün erkekleri öldürdüler, kadınları da alıp ganimet olarak Emevi Halifesi Yezide götürdüler.
Görüldüğü gibi Hüseyin Kerbela’da herhangi bir mazlumu korumaya gitmedi, söz verilip sonra da gönderilmeyen, ganimet payının hesabını sormaya gitti. Müslüman Türk Manifestocular mazlumu korumaya gittiğini iddia ederler. Acaba Hüseyin’in korumaya gittiği mazlumlar kimlerdi ve neredeydiler?
Hüseyin’in kendisi de mazlum değil, çünkü O ganimetle büyüdü, kavgası ganimet içindi.
Bir de Alevi Dedesi olduğunu ve ellerinde şeceresi olan bazı şahıslar var. II. Mahmut döneminde 1826 tarihinde Alevilik yasaklandı ve Alevilere karşı çok büyük bir katliam uygulandı. Alevi Tekkelerine Nakşi Şeyhleri atandı ve bazı Nakşilere de Hüseyin’in soyundan olduğunu belirten Şecereler verip, dede olarak görevlendirdiler. İşte Şecere sabi olanlar bu işbirlikçiler. Enel-Hak diyen Hallacı Mansur’u idam eden Müslümanlar, Dedelere şecere dağıtmaz.
Alevilikte Dedelik soydan geçmez. Alevi Tekkesinde eğitim görmeyen Dedelik yapamaz. Mürşitlik de aynıdır ve Dede’nin denetçisi ve Piridir. II-Mahmut katliamından sonra, Aleviler dağlara sığındılar. Tekkeler yakılıp, yıkılmış, eğitim gören kimse kalmamış, yasak Atatürk döneminde de devam etmiş. Bunun üzerine bunu ancak babasından öğrenen Dede’nin oğlu bilir hesabı ile Dedelik babadan oğula geçmeye başladı.
Müslümanım diyenler, Türkiye’de yeteri kadar Cami var, gidin oralarda namazınızı kılın.
Alevilik; Zerdüşt kökenli, 922 Urmiye’de ortaya çıkmış, Piri Hallaç-ı Mansur, özü Enel-Hak’dır.
Alevilik adına; Türk ırkçılığı yapmak, kimsenin haddine değildir.
Kasım 2018
İbrahim Aksoy