24 Haziran da Türkiye’de yapılacak Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri büyük bir heyecanla devam etmektedir.
Her seçimde olduğu gibi, bu seçimde de Türk milleti için getirisi ve götürüsü olan bir seçim olacaktır. Türk milletinin bu heyecanını anlamak doğaldır. Devlet ve millet olmanın bir gereği de seçimlerdir. Çünkü milletin ve ülkenin yeni temsilcileri yeni hizmetler için seçilmektedir.
Parti liderleri bu seçimlerde de hayali vaatlerle oy avcılığı yapıyorlar. Kimileri, demokratlıktan insan haklarından ve adaletten dem vuruyor. Kimileri, cumhuriyetin temel esasları ile büyük Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü ve daimiliğinden. Hemen hepsi mevcut olmayan demokrasiden bahsediyor, akla hayale gelmez vaatler veriyorlar.
Türk milleti için, havada uçuşan vaatlere rağmen, seçim yapmak, temsilcilerini seçmek bir başarıdır.
Asil sorunlu olan Kürtler. Seçime katılan partiler arasında genel olarak Kürtlerin ulusal ve milli taleplerini temsil eden bir parti yok. Kürtler darmadağınık, kafaları karışık bir şekilde 24 Haziran seçimlerine gidiyorlar. Hele ki kendilerine aydın diyen, yazan çizen Kürtlerin durumu ise çok daha vahim.
Oysa Türkiye’de isimlerinde Kürt ve Kürdistan kelimesi olan 10’a yakın resmi olarak kurulmuş parti var. Ancak ne tek başlarına ne de birlikte seçime katılabilme koşullarına sahip değiller.
Bundan dolayı, seçimlerde Kürt milletinin bir kazancı söz konusu değildir. Bu seçim sonrasında da kazanan parti, her zaman olduğu gibi Kürt milletine, yine baskı zulüm ve aşağılamayı reva görecektir.
Kürtlerin savunduğu, barış ve kardeşlik siyaseti ise kendilerini kandırmaktan ve Türk devletini memnun etmekten başka bir şey ifade etmemektedir.
Kürtler açısından bu seçimin diğerlerinde farklı bir özelliği ise, HDP’in ağırlıklı olarak Türk adaylarla giriyor olmasıdır.
HDP’liler her ne kadar Kürt patisi olmadıklarını söyleseler de, sadece Kürt seçmenlerden oy alıyorlar.
Bu nedenle Kürdistan’daki il ve ilçelerde Kürtlerin partisi olduklarını ve Kürtlerin özgürlüğü için çalıştıklarını söylüyorlar.
Resmi söylemlerinde de Türkiye partisi olduklarını dünya aleme ilan ediyor ve kardeşlikten dem vuruyorlar.
Kerkük ve Afrin olaylarında görüldüğü gibi, kardeşlik ve birlik politikaları boşuna zaman harcamaktan öte bir şey değildir. Dolayısıyla 24 Haziran seçimlerinin kaybedenleri yine Kürtler olacaktır.
Türk-Kürt kardeşliğinin ne anlama geldiğini HDP’in 2015 Haziran ve Kasım seçimlerinde Erzurum’un Kürt ve Türk ağırlıklı ilçelerinden aldığı oy oranını yansıtan bir tablo sunacağım. Vereceğim bu örnek umarım Kürt ve Kürt partilerini az da olsa düşündürür.
Haziran 2015 | Kasım 2015 | ||
Erzurum Gen | 17,78 | 12,15 | |
Aziziye | 2,49 | 1,16 | |
Yakutiye | 5,32 | 2,64 | Kürtlerin de yaşadığı merkey ilçe |
Palandöken | 10,64 | 6,40 | Kürtlerin de yaşadığı merkey ilçe |
Aikale | 2,09 | 1,56 | İşçi ve solcu ağrlıklı |
İspir | 0,43 | 0,16 | Deniz Gezmiş’in ilçesi |
Narman | 0,76 | 0,32 | |
Pazaryolu | 0,10 | 0,18 | |
Oltu | 2,11 | 3,06 | |
Olur | 0,77 | 0,55 | |
Uzundere | 0,21 | 0,09 | |
Tortum | 0,25 | 0,13 | |
Pasinler | 8,46 | 3,67 | Kürt/Türk karışık |
Köprüköy | 42,88 | 16,28 | Kürt/Türk karışık |
Horasan | 17,51 | 6,96 | Kürt/Türk karışık |
Çat | 31,38 | 23,30 | Kürt/Türk karışık |
Kürt ilçeleri | |||
Karayazı | 96,31 | 86,75 | |
Tekman | 90,72 | 77,69 | |
Karaçoban | 88,62 | 80,09 | |
Hınıs | 66,14 | 51,61 | |
Bu tablo bütün Türkiye geneli için geçerlidir. HDP’in Türk ağırlıklı ilçelerden aldığı oylar da o ilçelerde yaşayan Kürtlerin oylarıdır. Kürt solcu ve ümmetçilerin, Türk kardeşliğini savunmaları, niyetleri ne olursa olsun siyasi kandırmacadan başka bir şey değildir. Siyasetten Kürtleri asimile ve Türkleştirmekten ibarettir.
Türklerin nabzına göre yapılan bu siyaset de Kürtlerin ulusal davasına büyük bir darbedir.
04.06.2018