24 Haziran’a sayılı günler kaldı. Kamuoyu yoklamaları, miting ve toplantılar, seçim atmosferi ve sokak TAMAM diyor. Erdoğan yolcu artık.
16 Nisan 2017’de yapılan Anayasa Referandumu’nda da TAMAM demişti seçmenlerin yarısından fazlası. Hileler, çalıp-çırpmalar, mühürsüz oyların geçerli kılınması ve CHP’nin edilgen tavrı, sonucu Erdoğan “lehine” çevirmişti o zaman.
Tüm seçim hile ve manipülasyonlarının yasal alt yapısı oluşturuldu bu seçimler için. Mühürsüz oylar resmen geçerli sayılacak, sandıkların bir kısmı ise birleştirildi. Denenmemiş, kullanılmamış tek bir yol kaldı. Bir KHK ile “Kürtlerin seçme ve seçilme hakkı askıya alındı” denirse şaşmamak gerekir. İş buraya vardı.
Ancak Erdoğan ne yaparsa yapsın, bu sefer ki durum bir yıl öncesinden farklı. Muhalefetin tümü AKP ve Erdoğan’a karşı kararlı bir tutum içinde. Sivil girişimlere hergün yeni biri ekleniyor. Gençler ve sanatçılar ise yaratıcılıkta büyük bir performans sergiliyor. Hergün yeni birkaç video sosyal medyayı sallıyor ve tüm bunların yarattığı tsunami ise hissediliyor sarayda.
Erdoğan yeni bir kast yarattı çevresinde, hırsızlık ve talandan geçinen. Akşama kadar sıfırlanamayan dolarların sahibi Erdoğangiller, Egemen Bağışlarla Zafer Çağlayanlar ilk akla gelenleridir bu “yeni türediler, yeni zenginler” tabakasının. Akşam eve gittiğinde, çıkardığında aksesuvar, takı ve marka elbiseleri, karşılaşır rengiyle derisinin bu zevat. Ve nefret eder çıkıp geldiği çevreden. Böylesine bir çelişki, ayrışma, yabancılaşma yaşanıyor bugün AKP saflarında. Buna bir de işsizlik, enflasyon, gelir dağılımındaki adaletsizlik, OHAL’in son iki yılda yarattığı tahribat eklendiğinde, çıkar orta yere AKP evinin dağınıklığı.
Kitle toplayamıyor Erdoğan, tüm devlet olanaklarını seferber etmesine rağmen. Kendisi dışında seçimlere asılan, tek bir AKP’li yok Binali’nin dışında. Erdoğan ne kadar dik tutmaya çalışsa da düşmüş AKP’de kulaklar. Dün mitingten mitinge koşan AKP’nin kurucu ve taşıyıcıları yok meydanda. Binali ise kendi kalesine gol atan amatör oyuncu misali dolaşıyor orta yerde. Böyle olduğu için dünün kullanılmış keresteleri Ağar ve Çiller’le gökdelen dikeceğini sanıyor Erdoğan.
Erdoğan gidici. Yolun sonu görüyor Erdoğan için. Dün dışarda, uluslararası planda yalnız adamdı o, buna içerisi de eklendi bugün.
Almanya’da seçim havasını koklamaya çalıştım son günlerde. Alman arkadaşlarla oluşturduğumuz bir grupla iki hafta sonu konsolosluk önünde seçimleri gözlemledik, hak ihlallerine, seçim hilelerine karşı küçük bir kalkan oluşturmaya çalıştık. Stand açıp bildiri dağıttık, “Türkiye ve Kürdistan’da barış ve özgürlük için oy kullan” dedik seçmenlere. Rahatsız oldu TC Konsolosluğu, yaptığı tüm karşı girişimlerse geri tepti bu kez.
Almanya’ya küfrettikçe uzaklaştı, burada insanca bir muamele ile tanışan birinci nesilden insanlar AKP’den. Çocuk ve torunları ise kör bir AKP taraftarı halen. AKP’liler, konsolusluk görevlileri, cami imamları serferberdi otobüs, minibüs ve arabalarla. Bizim mahalle ise hareketli değildi fazlaca. Laf etmeye ayrılan zamanın üçte biri seçmenleri ikna ve mobilize etmeye ayrılsaydı, katılım daha iyi olabilirdi Almanya’da. CHP tabanında ise bir örgütsüzlük, bir sahipsizlik hali egemendi.
Dağıttığımız bildirideki “Kürdistan” tanımlamasına karşı olduğunu, ama oyunu HDP’ye vereceğini belirten seçmenlerle karşılaştık. Torununa bakmak için gelen bir anneanne, “kızım hastahaneden yarın çıkıyor, ilk işim dönüp HDP’ye oyumu vermektir” diyor ve ekliyor, “CHP’li ve Türküz biz. Torunumun geleceği için oyumu HDP’ye vereceğim. Erdoğan’dan kurtuluşun yolu HDP’nin alacağı oylardan geçiyor.”
Almanya’da yaşanan bu eksikliklere rağmen hava oldukça iyi Kürdistan ve Türkiye’de. “Torunumun geleceği için oyum HDP’ye” diyen CHP’nin aktif üyesi nine, çıra oluyor bu seçimin tarihsel önemine.
AKP çökecek, Erdoğan seçilemeyecek birinci turda. AKP’nin salt çoğunluğu 24 Haziran’da yitirmesiyle başaşağı yuvarlanacak 8 Temmuz’da Erdoğan. Ne var ki 24 Haziran akşamından 8 Temmuz’a kadar ki süre provakasyonlara da gebe. Bunu önleyebilecek güç ve olanak ise CHP’nin ellerinde. Erdoğan karşısında ilk kez cesaret kuşandı CHP. Seçim sonuçlarının güvenliği sağlanır ve Erdoğan-Fidan-Akar şer üçlüsünün provakasyonları engellenebilinirse, farklı bir güne uyanabilir Kürdistan ve Türkiye 25 Haziran ve 9 Temmuz’da.
Suruç’da ilk provası yapıldı bunun. Kobanê’nin bu yakasıdır Suruç. Kobanê’yi düşüremedi Erdoğan, İslam Devleti çakallarına verdiği devasa desteğe rağmen. Suruç’u düşürüp, seçimlerin iptaline gidecek yolu açmak istedi Tiran, bu kez. Bu da geri tepti. Kullanacağı barut bulunuyor elinin altında hala. El altında tuttuğu mühürsüz oy torbalarıyla trafo ve kedileri de unutmamak gerekir. Seçim günü kapatabilir internet bağlantılarını örneğin ya da çökertebilir sonuçların toplandığı merkezlerin bilgisayarlarını Şer Üçlü’sü.
Buna rağmen ama, korkuya, endişeye, yılgınlık ve rehavete kapılmak yok. Son günler belirleyici. Bu kez gidici Erdoğan, yolun sonuysa görünüyor.
Filizlenir bir damla yağmurla tohum. Dolar barajlar toprağa düşen küçük yağmur damlalarıyla. Yeşerir yaşam aşılan bentlerle yeniden. Ve kavuşur Demirtaş, Kışanak, Tuncel ve Kayalar özgürlüklerine.
Bir oy bunlara yol açabilecekse ve kilit HDP ise, oylar HDP’ye!
20.06.2018