Rivayet odur ki, Devletinbaşi ile Devlet AkSaray’da bir araya gelirler. Resmi olmayan birlikteliklerinin geleceği konusunda uzun uzadıya konuşur, tartışırlar. Rivayete göre aralarında şöyle bir konuşma geçer.
Devletinbaşı:
- Karagözüm çok zordayım.
Bir taraftan Trump, diğer taraftan Putin, her biri bir şey dayatıyor.
Trump konuşunca Dolar zıplıyor, Putin cevap verince Güney’deki sınırımız kaynıyor.
Bu gidişle 2019 Martı’nı zor görürüz, bir çıkış kapısı bul.
Yoksa AkSarayı’mın bahçesine incir ağacı dikerler.
Ben saraydan, sen ise incirlerden olursun.
Devlet:
- Madem bu kadar sıkıntın var, çık minareye erken seçim ilan et Hacı Cavcav.
- Aman Karagözüm, biliyorsun bugüne kadar her işimi zamanı gelince yaptım.
Hocaefendi ile yaptığım ortaklığı…
Kürtlerle sürdürdüğüm Çözüm Süreci’ni…
Barzani ile oynadığım oyunu…
Fırat Kalkanı’nı Zeytin Dalı diye dünya aleme yutturduğumu…
Hatta seninle yaptığımız kavgayı nasıl bir ortaklığa dönüştürdüğümü de hep zamanı gelince yaptım. Şimdi seçim zamanıyla oynarsam, biterim…
- O zaman Ağustos’un 26’sında yapalım. Zaferimizi de Malazgirt’e girişimiz olan 28 Ağustos da birlikte ilan ederiz, ne dersin Hacı Cavcav?
- Yapma Karagözüm, dediğin tarih tam da Kurban Bayramı’nın son günü.
- Daha iyi ya. Çifte Bayram yaparız…
- Yahu sen babalık nedir, bilmediğin için anlamazsın. Bu ülkede evine et götüremeyen milyonlarca baba var. Bizimkilerin kurban kesme yarışına girdikleri bir dönemde, bunların karşısına çıkarsak, bizi kurbanlık koyuna benzetirler…
- O zaman sen söyle…
- 24 Haziran.
- Niye ki? 24 Ağustos Kurban Bayramı’nın son günü ise, 24 Haziran’da Ramazan Bayramı’nın birinci haftası…
- Daha iyi ya. Bir ay boyunca açlıktan başka bir şey düşünemeyen milletimizin karşısına iftarda ben, sahurda da sen çıktık mı, alim Allah hepsini avlarız…
- Ben oruç tutmam ki, sahurda karşılarına çıkayım?
- Bu yıl da tutmuş gibi yap Karagözüm. Ha, ikindi çayında canın biskevit isterse bir işaret vermen yeterli. Gerekirse bir KHK ile senin için iftarı öne çekeriz…
Devlet ile Devletinbaşı’nın seyircisiz olarak kendi aralarında oynadıkları Hacivat-Karagöz benzeri oyunla, bir buçuk yıl sonra yapılması gereken seçimleri erkene aldılar.
24 Haziran’da Türklerle Kürtleri bir kez daha seçimle buluşturacaklar.
Mevcut şartlarda yapılan bir seçimle Türkiye’de bir değişim yaşanır mı?
Sanmıyorum.
Değişebilecek tek şey, sadece Devlet ile Devletinbaşı’nın imam nikahlı birliktelikleri, 24 Haziran sonrası resmi nikah ile yasal bir evliliğe dönüşür.
Eğer bir sürpriz olursa, o da Kürtlerin bu düğünde oynayacakları oyun ile ortaya çıkabilir.
Katılacakları düğünde Kürtler, eğer Çepki ile başlayıp Sêpê oyunuyla halayı sürdürürlerse, sürpriz olarak resmi nikahı 15 gün geciktirebilirler.
Bunun gerçekleşebilmesi için ise, düğüne davetli olmayan tüzel ya da özel tüm Kürt partilerin HDP ile bir Kürt Blok’u oluşturmalarına bağlı.
Bu mümkün mü?
Mümkün olup olmaması, HDP dışındaki Kürtler kadar, HDP’de tavan yapan Türklerin niyet ve oynayacakları oyuna bağlı…
Çünkü HDP dışındaki Kürtlerde halaya dahil olma niyeti var, ancak davetiyeleri yok…
HDP’de tavan yapan Türkler’in ceplerinde davetiyeleri var ama, Kürt Halayı’na karşılar…
Heleki Sêpê’yi, ilkel ve yavaş buluyorlar…
Sonuç olarak düğün de düğün tarihi de belirlendi.
24 Haziran’da şu veya bu şekilde hemen herkes düğüne dahil olacak.
Kimisi dans edip, halay çekerek, kimisi de uzaktan seyrederek…
Her koşulda düğün sahibi olan Türkler erecek mürüvetlerine…
Seyirci olan Kürtler de çıkarlar kerevetine…
19.04.2018