Türkiye’de dünden bugüne yapılan birçok katliam ve karanlık olaylar, CHP iktidarları veya ardıcı partilerin desteğiyle yapılmıştır.
Herkesin az veya çok bildiği gibi bu katliamlar halen gün gibi ortadadır. Örneğin, Geliyê Zîlan, Dersim, Maraş, Sivas vs irili ufaklı tümü istinasız CHP hükümetleri döneminde yapılmıştır. Türk ordusu 1974’te Kıbrıs’ı üç günde aldı ama aylarca Maraş’a giremedi, Alevilerin katliamını önleyemedi. Hafıza kaybı yaşayan kimi sol Kemalistler, Sivas’taki katliamda figüran olarak kullanılanlardan dolayı itiraz edebilirler. Bilinmelidir ki, Sivas’ta 37 kişinin katledilmesi sırasında, hükümet DYP ve SHP koalisyonundan oluşuyordu. Başbakan yardımcısı, SHP genel başkanı Erdal İnönü idi, yanılmıyorsam dört bakan da Alevi idi. Ayrıca Alevi olan üst bürokrat, danışman ve müşavirler de sayıları bilinmemekle beraber, koalisyon hükümeti emrinde çalışıyorlardı.
O gün bu bürokratlardan birisi de hali hazırda, bugün CHP genel başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu dur. Ne tesadüftür ki Kılıçdaroğlu, uzun ve yakın geçmişte yapılan katliamları, devrim ve cumhuriyetin yeniliklerine bağlamaktadır. Kaç dönemdir parti genel başkanı ve milletvekili olan Kılıçdaroğlu, cumhuriyet tarihinde yapılan katliamları desteklemekten başka, bir tek defa da olsa köstek olma girişimine şahit olan var mıdır?
İdeolojik olarak katliamcı, ırkçı ve tek ulus egemenliğini savunan bir partide adalet mi olur, ki adalet arayışı ile yürüyüş yapıyorlar. Bu düpedüz sahtekârlık ve büyük bir kandırmacadır.
Daha dün birçok Kürt il ve ilçeleri doğru veya yanlış siyasi nedenlerden ötürü yıkılırken, binlerce Kürt gençleri öldürülürken, adaletiniz neredeydi? HDP Genel başkanı, bölge milletvekilleri ve belediye başkanları tutuklanırlarken neredeydiniz. Küçük çocuklar ve analar sokak ortalarında vurulurken, sizler ve destekçileriniz neredeydiniz?
Kemalist solcu Sezai Temeli ve arkadaşları ile kol kola girerek Kürtlerin veya halkların hak ve adaletini savunacaklarına kim inanır. Kardeşlik ve barış kandırmacasıyla, bir Kemalist milletvekili için ne güzel kol kola giriveriyorlar. Tarih tekerrürde ibarettir, Sol Kemalist Kürtçüler ve Türkçüler sonunda asıl niyetlerini saklamadan Kemalizm’in ana yolunda ne güzel birleşebiliyorlar.
Eyer zere kadar adalet ve vicdan sahibi olsaydılar, hiç kuşkusuz daha önce Selahattin Demirtaş ve arkadaşları için de Edirne’ye kadar yürürlerdi. Ya da en azında parlamento koridorlarında yürüyüp bir protesto yapabilirlerdi.
Adalet sadece kaç kişinin kalemiyle yazılıp çizilen resmileştirilen kanun ve maddelerden ibaret değildir.
Adalet geçmişiyle hesaplaşıp, toplumun geleceğini insan ve onurunu her şeyin üstünde tutan, insan hak ve hukukunu adilce savunup korumaktır. Buda mevcut bu parti ve yöneticilerinde aramak ve bulmak da mümkün değildir Demokratik bir ortam da ve demokrasi ile yönetilmek yaşamak ve mücadele etmek herkesin en doğal hakkıdır.
Dünden bugüne Kemalist Sol’un doğasında ne adalet ne de hak ve hukuk olmuştur. Sanki dün çok demokrasi vardı da şimdi birde demokrasiyi koruma nöbeti gibi bir safsatayı milletin başına sarıyorlar.
Maşallah ne CHP’nin yaptığı adaletsizlikler saymakla biter, ne de mevcut iktidarın, al birini vur ötekisine. Ancak ne yazık ki kimi Kürtler halen Kemalistlerden umut bekliyorlar.
Bundan dolayı bu Kemalistlere destek verenlerde, yürüyenlerde Kürt halkına karşı işlenen tarihi olayların suç ortağıdırlar. Kürt milletinin nezdinde, CHP’nin kurucu babası olan Kemal ne ise, bugünkü çakma Kemal de odur. Bunu kavramayan Kürtlere söyleyebileceğim en iyi şey ise, Mustafa Kemal yar ve yardımcıları olsun.
06.07.2017