Son elli yılda iletişim alanında yaşanan gelişme, dünya da yüzyıllardan beri süregelen dengeleri alt-üst etti.
Sistemeler yıkıldı.
Kimi ideolojiler kendilerini yeniledi.
Kimileri öldü, tarihe karıştı.
Yeni ideolojik akımlar türedi.
Bildiğimiz dört büyük din, değişen dünya da varlıklarını sürdürme güdüsüyle arayışta.
Yeni söylem ve mesajlar peşinde.
Ezilen haklların kardeşliği…
Din kardeşliği…
Komşuluk hukuku…
Hepsi birer hikaye, soyut birer söylemden ibaret.
Artık günümüz dünyasında geçerli olan, insanlığın ortaya çıkışından beri varolan, ancak kimi dönem, din maskesiyle, kimi dönem ideoloji ve kimi dönem ise komşuluk hukuku gibi maskelerle perdelenen, gizlenmeye çalışılan çıkar ortaklığı…
Teknolojik gelişme ve iletişimin yaygın kullanımı, yüzyıllardan beri kitlelerin gözüne çekilmiş olan perdeleri, tek tek kaldırdı, maskeyle dolaşanların maskelerini indirdi…
Perdelerin yırtılmasıyla, maskelerin düşürülmesiyle, dünyadaki siyasal yapılanma, ideolojiler, dinler, komşuluk ilişkileri, devlet-millet sloganları yerine, çıkar ortaklığına göre şekilleniyor.
Her şeyin bir bedeli, bir değeri var…
Ortak çıkarları belirleyen şey ise, bu değerin kendisi.
Elde edilen kazancın ortaklık paydasına göre bölüşümü…
Pay sahiplerinin konumlarına göre, öngördükleri paylarına razı olmaları.
Bu çerçeveden bakılırsa Kürtlerin son dönemlerdeki tutumları da bu yeni ortaklık anlayışına göre şekilleniyor.
Kürtler yıllarca din kardeşliği nedeniyle, hep ümetin gayri meşru çocuğu olma muamelesini gördüler.
Aynı zamanda din kardeşleri olan yakın komşuları tarafından işletilen komşuluk hukukunun hep mağdurları oldular.
Bir dönem ezilenlerin, yani en alttakilerin kardeşliği sayesinde kurtulabileceklerine inandılar, ancak, en alttakilerin kendilerine bile bir hayırlarının olmadıklarını görüp, erken uyandılar…
Bugün eğer farklı bir kıtadan gelen ABD, komşuları tarafından din, dil, komşuluk hukukuyla kandırılan, hakları gaspedilen Kürtlere kol kanat olabiliyorsa, işte bu, doğal denge olan ortak çıkarlara sahip olmanın bir sonucudur.
Otuz yıldan beri, Güney Kürdistan’ın dört taraftan korunmaya alınması, Türk – İslami yayılmacılığına karşı Batı Kürdistan’da konuşlandırılan tanklar, bunun somut örnekleridir.
Anlayana…
Hala anlamayan Kürt varsa, onlar da varsın, kardeşliğin, komşuluğun çöplüğünde debelensinler….
29.04.2017
firataras@navkurd.net