Zonguldak Ereğli’de doğmuş, Galatasaray Lisesi’nde okumuş.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgilier Fakültesi mezunu.
1970’lerde yayınlanan günlük Bugün Gazetesi’nde gazeteciliğe başlamıs. Bu gazetenin kapanmasından sonra sırasıyla, haftalık Yeni İstiklal, Büyük Gazete, Son Havadis ve Son Çağrı gibi çeşitli yayın organlarında makaleleri yayımlanmış. Halen Milli Gazete’de köşe yazıları yazmayı sürdürmektedir.
Sabetaycılık, Osmanlı dönemi Tasavvufi yaşam, Müslümanların geri kalmışlığı, mezhepçilik ve bidat hareketleri, dinler arası diyalog gibi konularda yazan Eygi, 1 Ocak 2016 tarihli Vahdet gazetesinde yazdığı yazısında; Güneydoğu’da İsrail himayesinde bir Kürt Yahudi Cumhuriyet’in kurulucağını iddia ediyor.
Kürdistan’da yaşanan olayları ve bu olaylar nedeniyle gelen operasyon ve şehit haberlerini değerlendiren Eygi;
„Yıllar önce, terörü bitirmek için o bölgede Şeriat ilan edilsin demiştim. Ne uçuk bir teklif değil mi?.. Uçuk değil, en isabetli ve doğru tekliftir. Ülkemizi parçalamak, devletimizi yıkmak isteyenlerin bir kısmı (yüzde kaçı?) sünnetsiz Haçlı Kriptolardır.
Rejim, düzen, sistem bozukmuş… Bunu ben de kabul ediyorum ama, düzen bozuk diye devlet yıkıcılığı yapmam, yıkıcıları desteklemem.
Terörle mücadele eden özel kuvvetler İslamî bir disiplin içinde olmalıdır. Namaz kılınmalı, Kur’an okunmalı, abdestli olunmalıdır. Türkiye’nin yeniden İslamlaşması doğudan ve güneydoğudan başlamalıdır.
Terörü bitirmek için o bölgede Şeriat ilan edilsin“ diyor.
Nereden nereye…
Mehmet Şevket Eygi’nin mensubu olmakla gurur duyduğu devletin kuruluş yıllarında Kürtler Şêx Said önderliğinde isyan ederlerken, Kemalistler isyanın arkasında İngilizlerin olduğunu iddia ediyor, milli karekterini gizlemek için de, isyanın hilafeti geri getirme amacı taşıdığını ve şeriatı hedeflediğini ileri sürüyorlardı.
Kemalistlerin ileri sürdüğü bu tez, Türkiye’deki okullarda okutulan tarih kitaplarında yer aldı, dış dünyaya da bu şekilde yansıtıldı.
Aradan yaklaşık bir asır geçmesine rağmen, Türk egemen anlayışının Kürtlerle ilgili bakış açısı bugün de aynı paralelde devam ediyor.
Bunların aklına Kürtlerin farklı bir millet oldukları, dolayısıyla hak taleplerinin ve milli hakları için mücadele etmelerinin bu farklılıktan kaynaklandığı bir türlü gelmiyor.
Dün devlete Kemalistler egemendi.
Onlar, Kürtlerin isyanlarını gericilikle, şeriat istemekle açıklamaya çalışıyor ve batılı devletlerin, özellikle de İngilizlerin kendilerine karşı sergilemeye çalıştıkları bir oyun olarak tanımlıyorlardı.
Bugün ise dindarlar devlete egemen…
Bunlar da Kürtlerin mücadelelerini dindışı olarak nitelendiriyor, arkasında da Yahudilerin olduğunu işaret ediyorlar.
Türk Devleti’ni yönetenlerin karekteri ve buna bağlı olarak dünyaya bakış açıları değişse de, Kürtlere yönelik niyet ve düşünceleri hiç bir zaman değişmedi/değişmiyor.
Aralarındaki tek fark, Kürtlerin devletleşmelerini engelemek için ileri sürdükleri argümanlarının farklı oluşu…
Solcu ve Kemalistler yıllarca Kürt sorununu hep emperyalizmin bir oyunu olarak tarif etmeye çalıştılar.
Muhafazakar ve milliyetcileri de aynı sorunu, bugün Yahudilerin bir oyunu olarak yansıtmaya çalışıyorlar.
Kürtler ve Kürt Sorunu sözkonusu olunca ne solcusu, gerçek anlamda solcu gibi davranabiliyor, ne de müslümanı gerçek anlamda müslüman…
Mahmut Esad Bozkurt ne ise, Mehmet Şevket Eygi de o dur.
Mahmut Esat Kürtlerin hizmetçi olmasını istiyordu, Sevket Eygi ise mürit olmalarını talep ediyor…
Şimdi tercih Kürtlerin…
Hizmetcı olmak isteyen Mahmut Esat’la…
Mürit olmak isteyenler de Şevket Eygi ile kardeşleşmeye devam etsin…
07.12.2016
firataras@navkurd.net