HDP Kongresi, Demokratik Siyaset, Demokratik Özerklik, Demokratik Cumhuriyet,
Eşit Yurttaşlık, Ortak Vatan pankartları, Atatürk posteri ve Türk bayrağı altında gerçekleştirildi.
Türkiye’de bugün demokratik bir siyaset ortamı, eksiklikleriyle beraber mevcuttur.
Demokratik özerklik gibi ne olduğu belli olmayan yönetim tarzı ise, dünyanın hiç bir yerinde yoktur.
Demokratik cumhuriyet ise, Türkiye cumhuriyeti kuruluşundan beri kendisini bu adla tanımlamaktadır.
HDP, HDK, BDP ve birleşenleri gibi kesimlerin, eşit yurttaş olarak ortak vatanları da Kemalist cumhuriyettir.
Yapılan kongreler ve oralarda çıkan kararlar, öne çıkan isimler de bunu doğrulamaktadır.
Gariban Kürtlerin ise bugün, eşit vatandaş olmaları bir yana, evleri başlarına yıkılmaktadır. Onları temsil etme iddiasında olanlar ise ortak vatan peşindedirler.
Amaçlanan, Kuvay-ı Milliye ruhunun geri getirilmesi midir acaba?
Bugün ku Türkçe ile, Türkiye’deki ulusal güçlerin yeniden sahneye çıkışı ki, bundan da artık zere kadar şüphe yoktur.
Yıllardır yapılan direniş ve mücadelenin böylesi bir sonuca gelmesi düşündürücüdür.
Bu mealde, bugün Kürtleri yönetenlere bir iki örnekle bakmak gerekir.
Örneğin, HDK’nin başına getirilen Ertuğrul Kürkçü gibi, Türk kökenli(!) yöneticiler, kesinlikle bir yerlerden atamalıdırlar.
Ertuğrul Kürkçü’nün, Dedesi Kadri Ahmet Kürkçü İttihat Terakki’nin en etkili adamıydı. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra, 1920-1927 yılları arasında 1. dönem Diyarbakır 2. dönem de ise Siverek mebusu olarak atanmıştı. O, Koçgiri harekâtını bastırmış bir katildir. Diyarbakır Alay Komutanılığı ve Şark ıstiklal mahkemelerinde üye olarak bulunmuş. Cemilê Çeto ve üç oğlunu idam ederek isyanı bastırmıştır. Bu Kürt katilinin, yaptıklarının karşılığında rütbesi yükselmiş ve en son olarak da mebus yapılmıştır.
Ertuğrul Kürkçü ve benzeri diğer milletvekilleri de bugün Kürdistan`a yeni sömürge komiserleri olarak atandılar.
Bakiniz Kürkçü, Kürt katili olan dedesinden nasıl da övünerek söz etmektedir.
Cumhuriyetin ilk yılarında dedesinin de Diyarbakır’da milletvekili olduğunu bu vesile ile Kürtlerle bağının yeni olmadığını izah ederken; „Kendimi ne Mersin’e ne de Diyarbakır’a hiç yabancı hissetmiyorum. Daha doğrusu Kürtlerin olduğu hiçbir yerde yabancı hissetmiyorum. Dolaysıyla benim Diyarbakır ile böylesi tarihi siyasi bir geçmişim var. İşte bu bağ nedeni ile Kürtlerin olduğu her yerde kendimi evimde hissediyorum“ diyor.
HDP ve HDK’nin yeni Parti meclislerindeki isimlerin çoğu bize 2.Kuvay-ı Milliye’yi çağrıştırıyor.
Ne diyelim, bunları Kürt halkının başına musallat edenlere Allah akıl ve feraset versin.
Bugün Kürtleri yönetenlere yardımcı rolü oynayan diğer milletvekilleri, yazar-çizer takımı ve taraflar da aynıdır.
Örneğin, Batman milletvekili polise aynen şöyle hitap ediyor.
„Çekil buradan, bana dokunma ben devletim.“
Şirnak milletvekili Faysal Sarıyıldız, Cizre’nin nüfusunun 130 binden 10-20 bin e düştüğünü söyluyor. Ve arkasında da, pişkince „biz kazanacağız“ demesi anlaşılır gibi değil.
Kendilerine yüzde yüz destek vermiş, her türlü yetkiyle donatmış, oyunu vermiş bu halka, siz demokratik cumhuriyet için mi bu felaketi yaşatıyorsunuz. Zaten orada neredeyse tek güç olan ve yerelde de yöneten sizlersiniz.
Özelikle Rojava sınırında olayların olması daha da düşündürücüdür. Bilinmeyen derin devlet ve kimi karanlık güçlerin oyunu mudur. Çok zor emeklerle bu stratejik bölgedeki kazanımları, başta yerel yönetimlerin ve halkın desteğini yok etmek ve göçe zorlamak kimlerin aklıdır, belli değil.
Bunlar yetmezmiş gibi Türk soluyla birlikte faşizme karşı ortak mücadele yalanı ile Kürt halkı kandırılmaktadır.
Türkiye de faşizm ve diktatörlük değil, sömürgecilik sorunu vardır. Kürdün var olma sorunu, ulus ve millet olma sorunu vardır. Sorun, iktidar sorunu ya da Türkiye’yi yönetme sorunu değil, sorun, Kürtlerin milli kurtuluşu ve özgür olma sorunudur.
Kürtler ölecekse eğer, yapılanlar yanlışta olsa bari milli davaları için ölsünler.
Yazık ve günah, Kürtler ideolojik sol ve demokratik bir Türkiye cumhuriyeti için neden ölsünler.
Bugün hendeklerde direnen Kürt gençlerinin kafalarında koca bir Kürdistan hayali yatmaktadır. Kürt ve Kürdistan devletine karşı duruşunuz hasbelkader beli. Bari bu insanların hayalleriyle oynamayın.
Her şeye rağmen bu gençlerin hafızalarında ki Kürdistan hayalini asla ve asla silemezsiniz. Bugün olmasa yarın onların hayallerindeki bağımsız Kürdistan mutlaka olacaktır…
siracoguz@web.de