Bugün genel olarak dünyanın birçok bölgelerinde savaş ve savaş koşulları yaşanmaktadır. Özellikle Ortadoğu’da devam eden savaşlar; Filistin ve Israil, IŞID ile kimi Arap Ülkeleri, IŞID ile Kürtler ve Şiilerle Suni Araplar arasındaki çatışmalar bunların başlıcaları.
Özelikle Türk ordusu ile PKK arasında yıllardır sürmekte olan çatışmalar, insan kaybının yanında, Kürdistan coğrafyasında da çok büyük tahribatlara yolaçmaktadır.
Yıllardan beri sürmekte olan bu savaşta binlerce Kürt öldürüldü, binlerce aile çoluk çocuğuyla birlikte bölgeden göç etmek zorunda kaldı. Keza binlerce aydın, yazar, gazeteci faili meçhul cinayetlerle katledildi. Halen Türkiye Cezaevlerinde, on binlerce Kürt tutuklu yatmakta. Ama bütün bu baskılara rağmen, Kürtler ne ulusal, ne de insani taleplerinden vazgeçmediler.
Kürtlerin, tabandan gelişen ulusal ve bağımsızlıkçı talepleri, kimi Parti, STK ve benzer Kürt kurumlarının devletleşme istemi, başta Türkiye olmak üzere, bölge ülkelerinde de ciddi bir korku yaratıyor. Bu nedenle bölgesel devletler her fırsat bulduklarında karanlık güçlerini harekete geçiriyorlar.
Kürtlerin yükselen talep ve devletleşme istemlerinin önünün alınması için, Kuzey Kürdistan’da da yeni bir savaş konsepti devreye konuldu. Bundan dolayıdır ki, Kuzey Kürdistanda savaşın seyri de, yönü de değişti.
Birçok siyasi stratejistin de iddia ettikleri gibi, Kuzey Kürdistan, uygulanan yeni konsept gereği yıllardan beri verilen gerilla savaşı, kırsaldan şehir sokaklarına taşınıyor. Bununla amaçlanan PKK içindeki bağımsızlık yanlısı ve devlet isteyen kadroları imha etmek. Yerel yönetimlerdeki yönetici kadroları tutuklatmak, bölgenin ileri gelen şahsiyetleriyle bağımsız yurtsever insanlara yönelik suikast girişimlerinde bulunmak. Oluşturulacak kaos ortamıyla Kürtlerin haklı davasını dünyadan tecrit ve terörize etmek.
Bugün Kürdistan’da devam eden hendek kazma ve sokak çatışmaları, tam da bu stratejistlerin iddia edikleri gibi uygulamaya konuluyor. Bu güne kadar çıkan çatışmalarda birçok sivil ve çocuk öldürüldü. HDP’in birçok bölge İl ve İlçe eşbaşkanları, yönetici ve üyeleri, Belediye Eşbaşkan ve yardımcıları ile İl Encümenleri tutuklandı. Binlerce Kürt aile ev ve eşyalarını bırakıp, Türkiye metropollerine göç etti.
Kazılan hendeklerle sokak çatışmalarının Kürtlerin çıkarına olmadığı bir gerçek. Çünkü yasanan bu olaylar, Kürdistan’da da, Türkiye’de de halktan destek görmedi, görmüyor.
Özelikle bu sokak çatışmaları, YDG-H, ESP, MLKP, SDP ve bir kısım Gezi Eylemcileri gibi güçler tarafından yürütülmektedir. Çünkü TC ve karanlık güçleri bu suikast ve provokasyonları, ancak dünyada miadı bitmiş kemalist, stalinist, maocu ve sol devşirme ajanları aracılığıyla hayata geçiriyor.
10 Kasım 2015 tarihli ANF de çıkan bir haber, tam da bu senaryoyu doğrular nitelikte.
Haberin başlığı; „Direniş tüm Kürdistan sokaklarına yayılmalı.“
Haberin devamında; „Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Kürdistan, Silvan’daki devlet terörü ve katliamları kınayarak, „Gün, başta Amed olmak üzere tüm Kürdistan sokaklarını Farqîn’e, Cizîr’e, Gever’e, Nisêbîn’e çevirme günüdür dedi“ deniliyor.
Bir dönem Doğu Perinçek ve avanesi de ayni şeyleri söyleyip, Kürtleri savaş alanına çekmeye çalışıyordu. Bugün ise, geçmişte Kürtlere yaptığı kötülükleri, bir general edasıyla sağa sola anlatıyor.
Peki neden; “Gün Başta Ankara olmak üzere direniş tüm Türkiye sokaklarına yayılmalı“ denilmiyor da savaşın adresi olarak Kürdistan gösteriliyor. Zaten Kürdistan’da otuz senedir savaş tüm hızıyla devam ediyor.
Peki, sormak gerekirse, savaş kışkıtıcılığından başka bir şey yapmayan ESP ve benzeri parti ve örgütler, ne kadar Kürtlerin dostudurlar. Bütün Kürdistan coğrafyasını savaş alanına çevirip, kana bulama yönündeki istekleri ne kadar insani ve dostça bir tavır olabilir.
Madem o kadar savaşkansanız, Ege, Kaçkar, Toroslar, Anadolu ve Karadeniz’deki o kadar dağ ve ormanlık alan ve bölgeleriniz varken, neden oralarda devrim ve gerilla mücadelenizi vermiyorsunuz. Sizin dilinizi anlamayan, niyetinizin ne olduğunu bilmeyen, hatta sizden farklı dini inanca sahip olan, Kürdistan’ın farklı bölgelerinde, Şengal ve dbenzeri yerlerde ne amaçla ve kime hizmet ederek kamplar kuruyorsunuz. Eğer Kürtlere yardim edecekseniz, dilinizden düşürmediğiniz savaşı Türkiye şehirlerine taşıyın ve böylece Kürtler de rahat bir nefes aldırın.
Kürtlere karşı savaşı çıkartan ve yürüten TC dir. Bu savaşı Türkiye’nin her yerine yaymak yerine, bu baylar ve müttefikleri neden Kürdistana savaşı yaymak için canla başla çalışıyorlar. Bundan da anlaşıldığı gibi bunlar aslında Türk devletinin kontra ayaklarıdırlar. Asıl amaçları da aslında Güney ve Batı Kürdistan’da doğabilecek bir Kürt devletinin önünü kesmektir.
Kürtlere düşen görev ise, bugün stratejik olarak zaten yanlış olan bu sokak eylemlerinin alternatifi savaşı daha da tırmandırmak değil, mevcut partilerle ve kitle örgütleriyle siyasi alanı güçlendirmek, uluslararası alanda diplomatik çalışmalara ağırlık vermek olmalıdır..
Aksi takdirde, doğabilecek provokasyonlarla düşmanlarımızın eline altın tepside, altın değerinde fırsatlar sunulmuş olur. Böylesi bi vebalin altında da hiçbir güç ve hiç kimse kalkamaz.
siracoguz@web.de