Hakkari’nin Şemdinli İlçesi’ne bağlı Aktütün Karakolu’na, Cuma günü PKK gerillalarının yapmış oldukları saldırı sonucu, 15 asker yaşamını yitirdi.
İki asker de kayıp.
PKK’lilerin kayıpları ise bilinmiyor.
Genelkurmay’ın açıklamalarına göre 23 PKK’li etkisiz hale getirildi ki, bu öldürüldü anlamına geliyor.
PKK’lilere göre ise eylem kayıp verilmeden başarıyla sonuçlandı.
Bir tarafa göre zafer, diğer tarafa göre ise futbol müsabakalarını çağrıştıran bir sonuç, 15’e 23.
Peki bu skorla zararlı çıkan kim?
Kuşkusuz asker ve gerilla anneleri ve onların yakınları…
Tıpkı bugüne kadar onbinlerce Türk-Kürt gencinin yaşamına mal olan savaşın sonucunda, yine tarafların karşılıklı zafer ilanlarıyla sonuçlanan bir eylem…
Tarafların hanesine yazılan kar/zarar maliyeti ise koskocaman bir sıfır…
PKK açısından olaya yaklaştığımızda, 15 askerin ölümüyle ne Kürdistan kurulabildi, ne de Cumhurriyet demokratikleşti.
Genelkurmay’ın açıklamalarını esas aldığımızda ise, 23 gerillanın etkisiz hale getirilmesiyle de ne PKK bertaraf edildi, ne de Kürt sorunu, sorun olmaktan çıktı.
Olayın maliyetine gelince, sadece ölen 15 artı iki kayıp asker, buna karşılık 23 gerilla.
Bunların taraflara maliyeti ise sıffır.
Sıfır maliyetli kayıpların yerini doldurmak ise çok kolay. Her iki taraftan kayıp sayışı kadar anne-babanın bir günlük emeği ve 9 ay 9 günlük bekleme süresi yeterli…
Başbakan Erdoğan’ın bir süre önce „her Türk en az üç çocuk yapmalı“ deyişi boşuna mıydı!
Çünkü;
Biri ölecekse yerini başkası almalı, birisi sakat kalacaksa, onun bıraktığı yerde, diğeri silahı alıp dağa taşa kürşun atmalı ki Erdoğan ve Başbuğ gibilerinin çouckları daha iyi okullarda okuyup, karşı oldukları Amerika ve Avrupalar‘da eğitim görebilsinler, döndüklerinde holdinglerin, medya gruplarının tepe yöneticisi olabilsinler.
Birileri ölmeli ki, demokratik adımların atılması ertelenebilsin…
Birileri sakat kalmali ki, askeri vesayetin gerekçeleri ortadan kalkmasın…
Birileri ölmeli ki, „ulu önderlerimiz“ toplumu günü birlik saçmalıkları doğrultusunda sorunsuzca yönlendirebilsin…
Birileri yaşamını feda etmeli ki, birbirine karışan at iziyle it izi fark edilmesin…
Birilerinin ocağına ateş düşmeli ki, acısından „faili belli cinayetleri“ sorgulama fırsatı bulamasın…
Birilerinin ocağı sönmeli ki, „düşman kardeşlerin ittifakı“ olan Ergenekon’un üzerine sünger çekilebilsin…
Peki birilerinin ölmemesi için ne yapılmalı?
Her olay sonucunda maç skoru gibi karşılıklı kayıplarla tafra yapma yerine birileri için sıfır olan maliyetlerin hesabı yapılmalı…
Bu da, yaşamlarını yitiren Türk ve Kürt gençlerinin anne ve babalarına düşer, tabi bunu yapabilecek sağduyuya ve oynanan oyunun bilincine sahiplerse…
5 Ekim 2008